Mavi Vatan'da Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Neden Önemli?

Son yıllarda Doğu Akdeniz’de gerçekleştirilen bir dizi doğal gaz sahası keşfinin ardından, büyük güçlerin ve bölgesel oyuncuların, Doğu Akdeniz bölgesine ve Kıbrıs’a yönelik stratejileri ve taktik atakları ivme kazandı. Öncelikle vurgulamakta yarar gördüğüm husus, Doğu Akdeniz’in ve özellikle Kıbrıs’ın sadece ya da ağırlıklı olarak doğal gaz keşifleri ve projeleri üzerinden değerlendirilmesinin, önemli olsa da eksik ve dolayısıyla yanıltıcı olacağı hususudur.

Doğu Akdeniz, dünya ispatlanmış petrol rezervlerinin % 47’sini, doğal gaz rezervlerinin % 43’ünü barındıran Orta Doğu coğrafyasının; Akdeniz’e, Ege’ye, Karadeniz’e, Kızıldeniz’e ve Atlantik’e açılan kapısıdır. Benzer biçimde, Afrika’nın da adı sıralanan denizlere ve Türkiye’ye Akdeniz üzerinden erişim coğrafyasıdır.

Doğal gazın dünya enerji tüketimindeki payı, verimliliğine ve diğer fosil yakıtlardan daha az sera gazı salmasına bağlı olarak artıyor.  Halen, dünya enerji tüketiminde doğal gazın payı yaklaşık % 24. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, önümüzdeki yıllarda, enerji tüketiminde petrol ve kömürün payı azalırken, doğal gazın payının artması bekleniyor.

Doğu Akdeniz havzasında son yıllardaki en önemli keşifler, İsrail ve Mısır denizel alanlarında olmuştur. Kıbrıs’ın güneyindeki 12. parselde Afrodit, 10. parsel ve  6. parselde gaz keşifi ise Kıbrıs adasındaki iki toplum açısından önemli olmakla birlikte, Rum kesiminin müzakerelerde “havuç ve sopa” taktiği ile kullanmasına alt yapı sağlayamayacak kadar sınırlı bir rezervdir.

KKTC deniz yetki alanında TPAO'ya arama ve üretim izni verdiği blok G'de( 8.parsel) Barbaros sismik gemisince 2014 yılında tespit edilen potansiyel gaz hedefi Lefkoşa-1'de, 2020de Yavuz gemisi kuru kuyu KAZDI. Türkiye MEB'inde bulunan blok 6'da Selçuklu 1, blok 7'de Güzelyurt 1 kuru KAZILAN Kuyular olarak literature girdi.

Rumun tek tarafli ilan ettiği sahalarda  Eni/Total'a ait blok 6'da Calypso 1, Cronos 1 ve Exxon Mobil'e ait  blok 10'da Glafcos 1'de gaz bulunduğu, hacmini açıklamak için daha ileri aramalar ve ileriki zamanlarda değerleme kuyuları kazılacağı duyuruldu.

İsrail’in MEB alanında, başta Leviathan ve Tamar sahaları olmak üzere, bugüne kadar keşfedilen ispatlanmış doğal gaz rezervleri toplamı yaklaşık 1 trilyon metreküptür. Bu miktarın % 60’ının İsrail’in gereksinimi için kullanılması ve kalanının ihracı planlanmaktadır.

Gerek Kıbrıs adası civarında bulunmuş ve bulunabilecek doğal gazın, bunun yanı sıra, İsrail gazının en uygun pazarı, Türkiye’dir. Doğu Akdeniz’deki denizin tabanı altında mali değeri çok yüksek hidrokarbon zenginlikleri bulunmaktadır. Hatta bu bağlamda, bölgede 15 trilyon metreküp doğalgaz ve petrolün mevcudiyetinden ve tahminen 30 trilyon dolara esdegerden bahsedilmektedir

Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin MEB ilan etmemesi, diğer sahildar ülkeleri cesaretlendirmiş, Türkiye’nin muhtemel Mavi Vatanını da ihlal eden anlaşmalar imzalanmıştır. Türkiye’nin MEB ilan etmekten kaçınmasının gerekçeleri bilinmemektedir. Bunun doğal sonucu Mavi Vatan’ımıza Emekli Tümamiral Cihat YAYCI'NIN isim BABASI olduğu bu kavrama göre Mavi Vatan, bir ülkenin ilan ettiği, kıyılarından 370 kilometreye kadar uzatabileceği, “Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)” olarak isimlendirilen deniz sahamıza yapılan tecavüzlerdir. Sınırları ilan edilmeyen topraklar ve sular sahipsiz sayılır. Bu nedenle konu, doğrudan doğruya TBMM’nin gündemine alınmalıdır.

Kıbrıs Türkü, Kıbrıs Rum’unun astı değil, en azından eşitidir. Dolayısıyla, bugünkü durumda Rum kesiminin elde edeceği ekonomik zenginliğin, Türk tarafına hiçbir fayda sağlamayacağı gibi, Rum kesiminin uzlaşmazlığını daha da artıracağı düşünülmektedir. Üstelik çıkarılan kaynakların nasıl paylaşılacağı konusunda da derin muammalar vardır, çünkü ortada devlet yapılanmasına ve temsiliyete ilişkin bir sorun bulunmaktadır. Bu nedenlerle, bu bölgede çözüm isteyen ABD, AB, Rusya gibi etkili uluslararası aktörlerin, Türkiye ve KKTC’ye hak versinler ya da vermesinler, GKRY’nin bu deniz alanlarına ve doğal servete, tek başına tasarruf etmesine kesinlikle müsamaha göstermemesi ve müsaade etmemesi gerekmektedir.

Mavi Vatan stratejisi, Türkiye’nin denizlerle olan ilişkisini ve deniz potansiyelini değerlendiren kapsamlı bir yaklaşımdır. Türkiye, denizlerin sunduğu fırsatları kullanarak ekonomik, güvenlik ve politik çıkarlarını koruma ve geliştirme hedefini taşımaktadır. Ancak, bu stratejiyi başarıyla uygulamak için yetişkin insan gücü, teknolojik kapasite, işbirliği ve diplomasi gibi konularda yatırım yapması gerekmektedir.

Yunanistan ve Türkiye arasında Doğu Akdeniz Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmazlığını oluşturan temel konu, Seville Haritasına dayanan Yunan iddialarıdır. 

Seville Üniversitesi tarafından Doğu Akdeniz konusundaki MEB bölge sorunu ile ilgili hazırlanan bir çalışma ve haritadır. Yunanistan çalışmayı adeta uluslararası bir belge gibi kabul ederken, Türkiye ise kesin olarak reddetmektedir. Benzer bir şekilde ABD'de 2020 yılında yaptığı açıklamada “Amerika Birleşik Devletleri, Seville Haritası’nın hukuki bir öneme sahip olduğunu düşünmemektedir.” ifadelerini kullanmıştır.

Seville Haritası, Yunan adalarının kıta sahanlığı olduğu varsayımı ile dünyada örneği olmayan bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Örnek olarak Türkiye'ye sadece 2 kilometre uzaklıkta ama Yunanistan'a 580 km uzaklıkta bulunan Kızılhisar veya Meis Adası'nın Yunanistan anakarası gibi MEB sınırlarını etkilediği iddia edilmektedir.

Yani Seville Haritasına göre bu ada, bölgedeki MEB alanında Türkiye'nin anakarasından daha fazla etki oluşturmaktadır. Halbuki uluslararası hukuka göre Yunanistan’ın adalarda tam yetki talep edebilmesi için, bir ada ülkesi olması gereklidir ve bu durum Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 46. maddesinde açıkça belirtilmektedir.Yunanistan sadece adalardan olusan bir "TAKIM ADALAR" devleti degildir.

Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek