Posts

Showing posts from December, 2018

Doğu Akdeniz’i Kim Kontrol Edecek? Doğu Akdeniz kimin denizi?

Image
Rum-Yunan ikilisi ve Israil Doğu Akdeniz’i KIBRIS üzerinden kontrol mu edecek? Büyük fotoğrafta; Kıbrıs meselesi, ABD ve İsrail'in Doğu Akdeniz enerji koridoru hamleleri, Musul-Hayfa petrol boru hattını aktif hale getirmek, Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervleri, Rusya'nın Suriye Tartus'taki deniz üssünü canlandırma planları, Yunanistan'ın ise Rumlar ve İsrail ile Doğu Akdeniz bölgesindeki DOĞALGAZ KAYNAKLARI alanlarını kontrol eden ülkeler olmak için planlar yapması. Mesele DOĞALGAZ KAYNAKLARINI ve Doğu Akdeniz’i Kim Kontrol Edecek.  Emperyalist merkezlerde Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve AB-D Türkiye'siz bir Doğu Akdeniz tasarlamaya çalışıyorlar. Doğu Akdeniz'de ABD jeoloji dairesine göre bölgede tahmini $10 Trilyon Dolar değerinde Petrol ve Doğalgaz var. Ve Kıbrıs önemli bir noktada. Türkiye, Kıbrıs ile Doğu Akdenizdeki Petrol ve Doğalgaz rezervlerinden hukuksal pay ın ı  alma peşinde. Amaç enerji kaynaklı cari açığı kapatmak. Aynı Petrol ve Do

Doğu Akdeniz Havzasının Jeostratejik ve Jeopolitik Önemi

Image
Doğu Akdeniz dar anlamda Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Suriye, İsrail, Mısır, Lübnan, Filistin ve Libya kıyıları ile çevrilidir, Doğu Akdeniz, Dünya petrol rezervlerinin %65,4’üne sahip olan Orta Doğu’nun batıya açılan kapısı olup, Dünya deniz trafiğinin %30’u, petrol taşımacılığının %25’i Akdeniz’den geçmektedir. Doğu Akdeniz Havzası, umut vaad eden yüksek potansiyel hidrokarbon kaynaklarına sahip olması, askeri, ticari ve ulaştırma açısından jeopolitik ve jeostratejik öneme haizdir. Son dönemde keşfedilen hidrokarbon kaynakları Doğu Akdeniz’i uluslararası enerji sektörü ve jeopolitiğin odak noktalarından biri haline getirmiştir. Burada yaşanmakta olan gelişmelerin Akdeniz havzasındaki enerji tablosunda olduğu gibi bölgesel dinamikleri de önemli ölçüde değiştirmesi beklenebilir. Nitekim varlığı tahmin edilen HidroKarbon kaynaklarının büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda Doğu Akdeniz sadece enerji kaynakları transferinde önemli bir k

Yunanlıların ve Kıbrıslı Rumların, Türkiye ve KKTC'ni Ege ve Doğu Akdeniz’den silme hayalleri..

Image
1958 tarihli Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmesinde “Kıta Sahanlığı” esas alınıyordu. Kıta sahanlığıyla bağlantılı ekonomik çıkarların yeterli görülmemesi üzerine, şimdi onun yerini çok daha geniş bir alanı ifade eden “Münhasır Ekonomik Bölge” almış bulunuyor.  Özellikle ekonomik ve hukuksal bir anlama sahip olan münhasır ekonomik bölge kavramı, kıta sahanlığı kavramına göre daha geniş bir uygulama alanı içermektedir. Bu nedenle ülkeler genelde, kıta sahanlığı yerine münhasır ekonomik bölge kavramı üzerinde yoğunlaşmaktadır. Söz konusu bölgede deniz yatağına ilişkin canlı ve cansız doğal kaynakların araştırılması, muhafazası, işletilmesi, korunması ve idaresine ilişkin kıyı devletine ekonomik haklar, yetkiler tanıması bu yoğunlaşmanın nedenidir. Türkiye karasularının genişliği, adalar sorunu gibi nedenlerle, başlangıçta Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine taraf olmamıştır. Ancak, sözleşmeye göre bir kıyı devletinin münhasır ekonomik bölge hakkını kullanabilmesi için taraf olmas

Doğu Akdeniz'de Deniz Yetki Alanları Mücadelesi..

Image
Fiziki ve siyasi coğrafyanın karmaşıklığı, bir çok alanda menfaatlerin çatışması, bölgenin doğal kaynaklarca zenginliği, Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığının ve Münhasır Ekonomik Bölge(MEB)’nin öneminin son yıllarda daha da artırmıştır. Dolayısıyla, ülkelerin Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarının belirlenmesi, bu denize kıyısı olan Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, Yunanistan, İngiltere, Filistin, KKTC ve GKRY’nin katılacağı çok taraflı bir antlaşma ile çözüme kavuşturulması en akılcı yöntemdir. Denizler, toplumların ulaşım, nakliye, ticaret, turizm, gıda ve savunma gibi pek çok amaçla yararlandıkları önemli alanlardır. Türkiye, denizlerdeki egemen yetki alanlarını açıkladı ama bu yeterli değil. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de mutlaka sınırları belirlenmiş, koordinatları Bakanlar Kurulu’nca onaylanmış Kıta Sahanlığı Egemen Alanlarını yani Münhasır Ekonomik Böllge ilan etmesi gerekli. Bakanlar Kurulu kararının Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Bölümü’ne götürülmesi ve onaylanması yeterli.