Türkiye’nin Doğal Gaz Ticaret Merkezi Olma İsteği

Türkiye’nin doğal gaz ticaret merkezi olma amacı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Stratejik Planlarında ve Dışişleri Bakanlığı’nın uluslararası enerji stratejisinin temel unsurları arasında ifade
edilmektedir. Ticaret merkezinde esas olarak referans fiyatın ortaya çıkması gerekmektedir. Ayrıca ticaret merkezi olunabilmesi için üretici olma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Ticaret merkezinin temelinde referans fiyat ve piyasaya özgü fiyatın oluşması gerekmektedir. Ticaret merkezinin özellikleri aşağıdaki şekilde gösterilmektedir. Ayrıca bazı ön şartların sağlanıyor olması gereklidir. Bu şartlar:
• Yatırım
• Siyasi irade
• Taşıma / Tedarik sistemi
• Depolama sahaları
• Tedarik kaynaklarının çeşitliliği
• Yeterli talep
• Mevzuat ve düzenlemeler
İthal eden ülkeler de ticaret merkezi olabilmektedirler. İthal edilen enerjinin yeniden ihraç edilmesiyle bu özellik kazanılabilir. Bu noktada dikkat çekici bölüm ticaret merkezi hedefi olan bir ülkenin giriş çıkış kapasitesinin yüksek olması gerekliliğidir.Bir başka önemli şart ise uzun vadeli ve alım garantili sözleşmelerin olmamasıdır.
Ticaret merkezinde temel belirleyici “kayıp oranı”dır. Piyasalar 3 aşamadan geçmektedir. Bu aşamalar doğuş, gelişme ve olgunluk aşamalarıdır. Doğal gazın ülkeye ilk giriş aşamasında nihai tüketiciye ulaştırılması için pek çok yatırımın yapılması gerekmektedir. Bu aşamada olan ülkelerde kayıp oranı 1’den küçüktür. Ayrıca bu dönemde yapılan anlaşmalar altyapı maliyetlerinin karşılanması amacıyla uzun dönemli ve alım garantilidir.
Kayıp oranı1 ile 5 arasında olduğu ülkelerde piyasalar gelişme aşamasındadır. Bu dönemde broker gibi farklı aktörler piyasa girer, endeksler oluşur ve piyasa katılımcı sayısı artmaktadır. 5’ten büyük olduğu durumlarda ise olgunluk dönemindedir. Bu süreçte ise piyasada rekabet gaz ile gaz arasındadır. Türkiye’ye bakıldığında şu anda doğuş ve gelişim aşamasında olduğu değerlendirmesi yapılabilir.
Türkiye bu bağlamda, ilk olarak kendi ihtiyacının karşılanmasına yönelik kaynak çeşitliliğine gitmiştir. Boru hatlarıyla tedarik edilen doğal gazın yanı sıra 1988 yılından itibaren Cezayir’den ve 1995 yılından itibaren Nijerya’dan uzun dönemli sözleşmelerle sağlanmaya başlanan LNG bu kapsamdadır. Uzun dönemli anlaşmaların dışında spot piyasadan tedarik edilen LNG sayesinde toplam doğal gaz ithalatında LNG’nin payı %30’u geçmiştir. Türkiye ayrıca doğal gaz depolama kapasitesini artırma yoluna gitmiştir.
Halihazırda Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesi yer altı depolarında 3,6 milyar m3 ve LNG terminallerinde 0,9 milyar m3 olmak üzere toplamda 4,6 milyar m3’tür. Ayrıca son Stratejik Plan’da yer altı kapasitesinin 2023 yılında 10 milyar Sm3;e çıkarılması hedeflenmektedir. Türkiye depolama kapasitesinin artırılmasına yönelik 4646 sayılı Kanun’da 2008 ve 2018 yıllarında düzenlemeye giderek özel sektörün ithalatta etkinliğinin artırılması amaçlanmıştır.
Halihazırda yer alan LNG terminallerine bakıldığında sadece kamunun değil aynı zamanda özel sektörün de sahipliği görülmektedir. Ege Gaz ve Etki Liman’a ait iki LNG terminali bu duruma örnek oluşturmaktadır. Yukarıda belirtilen depolama kapasitesi hedefine ulaşılmasına yönelik olarak Tuz Gölü ve Kuzey Marmara Depolama Tesislerinin kapasiteleri artırılacaktır. Ayrıca LNG terminali ve FSRU yatırımlarıyla LNG girişinin de artırılması amaçlanmaktadır.
Türkiye’nin dogal gaz ticaret merkezi olma hedefine yönelik Stratejik Planlarda belirlenen amaçlar neticesinde incelenmesi gereken önemli bir gelişme, Enerji Piyasaları İşletme AŞ’nin kurulmasıdır. EPİAŞ’ın(Enerji Piyasaları İşletme AŞ) kuruluş amacı temel olarak Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma hedefine yönelik enerji piyasalarının etkin, şeffaf, güvenilir ve sürdürülebilir çalışabilmesi içindir. 2015 yılında resmi olarak kurulan EPİAŞ’ta katılımcılara özel veriler haricinde tüm veri halka açık bir şekildedir.
Kanun’da EPİAŞ'ın kuruluşu ve yükümlülükleri detaylı bir şekilde belirtilmektedir. Kanunun amacında rekabet ortamının olacağı ifade edilmiştir. Ancak Enerji Piyasaları İşletme AŞ’nin kuruluş maddelerinde sermaye payındaki kamu sermayeli şirketler ifade edilirken Cumhurbaşkanı kararıyla oranların artırılabileceği belirtilmektedir.
2013 yılında yayımlanan 4646 sayılı Kanun’un ardından Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı her iki Stratejik Planında da belirlenen amaç ve hedeflerin arasında talep tarafının piyasaya katılım sağlaması, rekabetçi ve şeffaf piyasa oluşumu, enerji piyasalarının etkinliğinin artırılması yer almaktadır. Bunlara ulaşılabilmesine yönelik olarak EPİAŞ önemli bir görev üstlenmektedir.
EPİAŞ bünyesinde gün öncesi ve gün içi piyasaları işletilmektedir. Doğal gaz piyasasında kısa süreli alım satımların yapıldığı ve günlük fiyatların oluştuğu organize bir yapıya yönelik çalışmalar 2015 yılında atılmış olsa da devreye alınması 1 Eylül 2018 olarak ifade edilebilir. Bu tarih Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olmasına yönelik önemli bir tarihtir.
EPİAŞ’ın piyasa faaliyetleri elektrik piyasası, doğal gaz piyasası ve şeffaflık platformu şeklindedir. Bu noktada EPİAŞ’ın faaliyetleri piyasa işletmecisi konumundadır ve bir çeşit borsadır. Piyasa işletim faaliyeti olarak elektrik piyasalarının işletilmesi ve bu piyasalarda gerçekleştirilen faaliyetlerin mali uzlaştırma işlemleri ifade edilmektedir. Borsa olduğu için yapılan işlemler İstanbul Takas ve
Saklama Bankası AŞ’nde düzenlenmektedir.
Türkiye’nin Doğl Gaz Ticaret Merkezi Olma Sürecinde Doğu Avrupa Pazarının Önemi..
Doğu Avrupa Gaz Pazarının içerisinde yukarıda hedefleri belirtilen ve Almanya’nın doğusunda yer alan Bulgaristan, Hırvatistan, Macaristan, Polonya, Romanya, Slovenya ve Yunanistan sayılabilir.
Türkiye’nin enerji ticaret merkezi olma sürecinde Doğu Avrupa pazarı incelenmesi AB çerçevesinde değerlendirilmelidir. AB’nin enerji politikasının üç temel amacı bulunmaktadır. Bunlar; enerji arz güvenliğinin sağlanması, enerji sisteminin sürdürülebilirliği ve AB’nin ekonomik rekabetçiliğinin sağlanmasıdır.
2014 yılında Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesinin ardından 2015 yılında AB enerji arz güvenliğinin öne çıkartarak Enerji Birliği fikrini ileri sürmüştür. Enerji Birliği, AB enerji politikasına yönelik dönüm noktası olarak nitelendirilmektedir.
Türkiye’nin hedef doğal gaz ihracat potansiyeline mevcut ve inşaatı yakında tamamlanacak altyapılara sahiptir. Türkiye bu bölgedeki ülkelerin tamamından daha fazla gaz ithalatı gerçekleştirmektedir. Kendi tüketiminden fazlasını ithal etmesi durumunda bu ülkelerin ihtiyacını karşılayabilecektir. Ayrıca bu ülkelerden de mevcut durumda yer alan TAP ve TANAP’ta gaz akış yönünde gerekli düzenlemeleri yaparak enerji arzında çeşitlilik sağlayabilir.
Türkiye halihazırda TürkAKIM, TAP ve TANAP üzerinden Avrupa’ya gaz akışı sağlamaktadır. Ancak piyasanın henüz yeni yeni gelişme aşamalarında olduğu değerlendirmesi yapılabilir. Bunun
yanı sıra, Türkiye’nin çıkış kapasitesi Doğu Avrupa pazarındaki ülkelerin ihtiyaçlarını ilave yatırımlarla karşılayabilecek noktaya mümkün olan en kısa sürede gelebilir.

Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek