Nil Deltası Havzası ve Doğu Akdeniz

ABD jeolojik araştırması, dünyadaki öncelikli havzaların geri kazanılabilir petrol ve gaz kaynaklarını tahmin etmeyi amaçlayan bir programın parçası olarak Nil Deltası Havzasının keşfedilmemiş petrol ve gaz kaynaklarını tahmin eden rapora dayanmaktadır.
Bu raporu inceledim ve jeolojik değerlendirmeye dayanarak ayrıntılı olarak bilgilerinize sunmak istedim;
Nil Deltası Havzası, Doğu Akdeniz bölgesinin yaklaşık 250.000 kilometre karesini kapsamaktadır. Batıda Nil Konisi'nin yaklaşık kenarı, kuzeyde Strabo, Pytheus ve Kıbrıs Hendekleri, doğuda Levant Havzası sınırı ve güneyde kuzey Mısır'daki sıkıştırma yapılarının yaklaşık kenarı ile sınırlanmıştır. Bu aynı zamanda Mısır'daki Neojen deltaik tabakalarının genel yükselme sınırına da karşılık gelir.
ABD jeolojik araştırma yaklaşımı, petrol sistemlerini ve jeolojik değerlendirme birimlerini tanımlamak ve keşfedilmemiş petrol ve gaz kaynaklarının potansiyelini değerlendirmektir. Bu değerlendirme, yayınlanmış jeolojik bilgilere ve petrol ve gaz kuyularından ve saha üretiminden elde edilen ticari verilere dayanıyordu.
Kompozit Petrol Sistemi ve Değerlendirme Birimleri...
Mesozoyik-Senozoyik Bileşik Petrol Sistemi, Jura, Kretase, Oligosen, Miyosen, Pliyosen ve Pleistosen yaşlarına ait canlı kaynak kayaların olasılığını içerecek şekilde tanımlandı. Bileşik petrol sistemi içinde jeolojik olarak dört değerlendirme birimi tanımlanmıştır.
Değerlendirme birimlerinden ikisi; Eratosthenes deniz dağı değerlendirme birimi ve Akdeniz Sırtı değerlendirme birimi, Nil Konisinin kuzeyinde tanımlandı, ancak niceliksel olarak değerlendirilmedi. Değerlendirilen iki alan, Nil Konisi değerlendirme birimi ve Nil Kenar Rezervuarları değerlendirme birimidir.
Petrol ve gaz, aşağıdakiler dahil olmak üzere birçok Mesozoyik ve Senozoyik kaynaktan üretildi:
(1) varsayılan Jurassic denizel ve karasal şeyl;
(2) Kretase killi şeyller ve kireçtaşları;
(3) Oligosen ve Miyosen karasal kaynak kayaçları; Ve
(4) muhtemelen biyojenik kaynaklar.
Kaynak kayaçlar, bölgenin daha derin kısımlarında termal olarak olgunlaşmıştır. Petrol yükü, sismik profillerde görüntülenen 100'den fazla üretim alanı, çok sayıda petrol sızıntısı, çamur volkanı ve gaz bacaları tarafından doğrulanmaktadır.
Rezervuarlar, Mesozoyik ila Paleojen karbonat ve kırıntılı rezervuarlar ve Neojen-Kuvaterner deltaik, kıyıya yakın deniz, derin su eğim kanalı ve levha ve yelpaze kumtaşları ve Messiniyen yaşlı (en geç Miyosen) kazıma vadi dolgu yataklarıdır.
Tuzaklar yapısal ve stratigrafik olup ters çevirme, tuz kaldırma, normal faylar, büyüme fayları ve toplu taşıma nedeniyle çok sayıda modifikasyona sahiptir.
Geçiş, büyük kesişen fay sistemleri tarafından geliştirilmiştir. Litolojik ve diyajenetik mühürler, basınç bölmelerinin oluşturulmasında etkili olmuştur.
Nil Kenar Rezervuarları değerlendirme birim idaha derin termal olarak olgun kaynak kayalardan kaynaklandığı varsayılmaktadır, ancak şu anda değerlendirme biriminde minimum boyutta yalnızca bir petrol sahası bulunmaktadır. Nil Konisi değerlendirme birimi esas olarak termal olarak olgun Neojen deltaik kaynak kayalarından kaynaklandığı düşünülmektedir, ancak aynı zamanda önemli bir biyojenik gaz bileşeni de olabilir. Nil Konisi değerlendirme birimi, iki petrol sahası ve 126 gaz sahası içermektedir.
Nil Deltası Havzasının değerlendirilmesinde kullanılan jeolojik model, olgun bir şekilde keşfedilen Nijer Deltası Eyaleti için jeolojik analogların, petrol ve gaz üretim verilerinin, kanıtlanmış rezervlerin ve potansiyel petrol ve gaz kaynaklarının karşılaştırılmasından elde edilmiştir.
Doğu Akdeniz bölgesi, tarihi hidrokarbon üretiminin çoğunluğunun sağlandığı sekiz önemli havzayı içermektedir. Bunlar; Kıbrıs havzası, Eratosthenes High, Lazkiye havzası, Levant havzası, Judea havzası, Nil Deltası havzası, Batı Arap vilayeti ve Zagros eyaletidir.
Bölgedeki tarihi üretimin çoğu Batı Arap ve Zagros eyaletlerinden gelse de, bölgedeki son keşif faaliyetlerinin çoğunun merkezi Levant Havzasıdır. 
Bu durum Levant Havzası üzerine yoğunlaşılmasında etken rol oynamaktadır. ABD Jeolojik Merkezi Araştırmalar Merkezi'nin yayınladığı rapora göre Levant Havzasında 3,46 trilyon metreküp doğal gaz ve 3 milyar varil doğal gaz sıvılarının olduğu tahmin edilmektedir. Kıbrıs'ın kontrolü altında olan Nil Deltası Havzasının çoğu Mısır'ın karasuları içinde yer almaktadır. Yine aynı araştırma merkezinin başka bir raporuna göre Libya denizinde 10 trilyon metreküp doğal gaz ve 3 milyar varil peetrol olduğu tahmin edilmektedir. KIBRIS BATI NOKTASI ile Finike-Antalya HAVZASINDA ise yaklaşık olarak 6,3 trilyon metreküp doğal gaz ve 6 milyar varil(Doğal gaz kondensatı, birçok doğalgaz alanından üretilen ham doğal gazda gaz bileşenleri olarak bulunan düşük yoğunluklu hidrokarbon sıvıları karışımıdır)doğal gaz sıvısı rezervi olduğu düşünülmektedir. Batı Arap Eyalet havzası, Ürdün ve Suriye'nin büyük bir bölümünü kaplamakta ve Irak, Suudi Arabistan ve Türkiye'ye uzanmaktadır.
Doğu Akdeniz’de bölgenin tüketebileceğinden çok daha fazla doğal gaz bulunmaktadır. Öncelikle bu gazın Avrupa’ya satışı düşünülebilir ancak Avrupa’nın önümüzdeki yıllardaki ithalat/ihracat dengelerine baktığımız zaman daha fazla doğal gaz ihtiyacı söz konusu olabilir. Diğer taraftan Avrupa’ya gaz ihracatının sağlanması için de halihazırda bölgede uygun mevcut ttek altyapı Türkiye'de var. Göz önünde tutulması gereken bir diğer önemli husus ise Doğu Akdeniz gazının rekabetidir. Uzun dönemli projeksiyonlara bakıldığında, önümüzdeki 5 yıl içerisinde gaz fiyatlarının 8/10 doların altına düşeceği tahmin edilmemektedir.







Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek