Doğu Akdeniz Doğal Gaz Jeopolitiği Neden Önemli?

Doğu Akdeniz Jeopolitiği Neden Önemli?
Doğu Akdeniz’deki yeni petrol ve doğal gaz yataklarının paylaşımı, dünyanın halihazırdaki en önemli enerji-politik sorunları durumundadır. Söz konusu bu yeni rezervlerin Doğu Akdeniz’den taşınması da rezervlerle ilgili sorunlardan daha az önemli değildir. Tüm bu şartlar, Türkiye’yi yakından ilgilendirmektedir. Dünyanın, belki de başka hiç bir bölgesinde karşılaştırılamayacak ölçüde etkin ve dünyanın diğer bölgelerini de ilgilendirecek cesamette önemli gelişmeler Doğu Akdeniz bölgesinde yaşanmaktadır.
Olaylar, hızla gelişmekte, ve güvenliği etkileyen boyutlara ulaşmak eğilimi göstermektedir. Doğu Akdeniz sadece Türkiye ve KKTC için değil bölge ülkeleri ve küresel diğer güçler için de tarihsel süreçte önemini gitgide arttıran, jeopolitik ve jeostratejik konumu ile de ülkemizin geleceği açısından son derece önemli bir yere sahip deniz havzasıdır. Bunun yanında KKTC'ye ev sahipliği yapması nedeniyle barındırdığı hidrokarbon yatakları bakımından Türkiye’nin gelecek planlarını doğrudan ilgilendirmektedir.
Doğu Akdeniz sadece Türkiye ve KKTC için değil bölge ülkeleri ve küresel diğer güçler için de tarihsel süreçte önemini gitgide arttıran, jeopolitik ve jeostratejik konumu ile de ülkemizin geleceği açısından son derece önemli bir yere sahip deniz havzasıdır.
Bunun yanında KKTC'ye ev sahipliği yapması nedeniyle barındırdığı hidrokarbon yatakları bakımından Türkiye’nin gelecek planlarını doğrudan ilgilendirmektedir.
Aynı zamanda pek çok tarihçi tarafından ‘’Verimli Hilal’’ bölgesi olarak adlandırılan yerde olan Doğu Akdeniz havzası tarihte de önemli savaşlara sahne olmuştur. Bunun nedeni ise uygarlıkların Doğu Akdeniz’e ve Kıbrıs’a hükmederek bölgede güçlü ve üstün olma arzusudur.
Türkiye ve KKTC'nin yanı sıra GKRY, Lübnan, Filistin, İsrail, Mısır, Libya ve Suriye’nin Doğu Akdeniz’e sınırı bulunmaktadır. Ancak havzayı önemli hale getiren hidrokarbon yataklarının çoğu Kıbrıs adası etrafında yoğunlaşmaktadır. 2000’lerin başından itibaren hidrokarbon yataklarının keşfedilmesiyle bölge ülkelerinin zaman zaman arama ve sondaj çalışmaları olsa da henüz üzerinde mutabık olunan bir anlaşma bulunmuyor.
Türkiye’nin dev bir doğalgaz ihracatçısı olması nedeniyle bu havzadaki kendi doğal kaynaklarını kullanabilmesi gelecekteki kalkınma planlarını doğrudan etkilemesi nedeniyle son derece önemlidir. Diğer taraftan Türkiye’nin bir enerji üssü olmasını sağlayacak Avrupa enerji hatlarını kontrol etmek istemesi 2024 hedeflerindendir. Bunun Türkiye’yi tartışmasız bölgesel bir güç haline getireceğini bilen Yunanistan, Mısır, GKRY ve İsrail bu enerji hattına alternatif olarak kendi planlarını yaparak Türkiye ve KKTC’yi ekarte etmeye çalışmaktadırlar. Türkiye ise Libya ile deniz yetki alanı(MEB) anlaşması yaparak bölgedeki yerini sağlamlaştırma yoluna gitmiştir.
Bölgesel aktörlerin yanı sıra bölgeye ABD, Rusya, Fransa ve Çin’in ilgisi bilinen bir gerçektir. Bu da Doğu Akdeniz’in ne kadar önemli bir bölge olduğunu anlatmak için tek başına yeterli bir durumdur. Bu sebeple Türkiye için ulusal güvenlik meselesi haline gelmiştir. Türkiye aynı zamanda Doğu Akdeniz’i güneyden gelebilecek tehditler için bir ön savunma hattı olarak görmektedir.
Doğu Akdeniz, çok katmanlı jeopolitik görünümüne ek olarak bir de rekabet alanıdır. Devlet dışı aktörler de bu rekabeti şekillendiren önemli unsurlardır. Arap Baharı sonrasında ortaya çıkan sivil toplum hareketleri, otorite boşluğunun bulunduğu ülkelerde türeyen terör örgütleri, doğal gazın çıkarılması ve pazarlara taşınması için harekete geçen çok uluslu şirketler öne çıkan devlet dışı aktörlerdir.
Bu belirsiz ortamda Türkiye, zorlu bir gündemle karşı karşıyadır ve bu zorlukların başında da Ankara-Washington ilişkilerinde uzun süredir devam eden kriz gelmektedir. ABD’nin bölgede izlediği politikalar, Türkiye’nin hayati çıkarlarıyla çoğu zaman çelişmektedir. Suriye meselesi başta olmak üzere bölgesel güvenlik sorunlarında Beyaz Saray, Ankara’ya gerekli desteği sağlamamıştır. ABD’nin bölgedeki müttefikleri konumunda bulunan İsrail ve Mısır’la süren anlaşmazlıklar da dikkate alınmalıdır. Bütün bu sorunlar Türkiye’nin enerji alanında gerek bölge ülkeleriyle gerekse ABD’yle işbirliği yapmasını zorlaştırmaktadır.
Sonuç olarak Doğu Akdeniz’deki enerji rezervlerinin paylaşımı, birçok küresel aktörü de içine alan dünyanın en önemli enerji politik sorunlarından biri haline gelmiştir. Bu enerji rezervlerinin paylaşımı kadar dağıtımı da bir o kadar önemlidir. Türkiye her iki konuda da haklı ve avantajlı konumdadır. Bu haklılığı ve avantajı hayata geçirmek içinse bölgesel ve küresel güçlere karşı kararlılığını göstermek zorundadır. Bu nedenle bölge gitgide artabilecek bir gerilime ev sahipliği yapma durumunda kalabilir. Çünkü bölgenin dinamizmi burayı birçok bölgesel ve küresel güç için vazgeçilmez kılmıştır.
May be an image of map, sky and text

Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek