Doğu Akdeniz: Avrupa Birliği'nin Doğalgaz Arz Güvenliği

Avrupa Birliği açısından doğal gaz, Birliğin Topluluk olarak adlandırıldığı yıllardan itibaren üzerinde politikalar üretilen bir başlık olmuştur. Doğu Akdeniz coğrafyasının, Avrupa Birliği açısından alternatif olması beklenebilir. Özellikle Doğu Akdeniz coğrafyası gibi hidrokarbon kaynakları konusunda zengin olan bir bölgeye ve
Avrupa Birliği ülkeleri gibi doğalgaz konusunda bağımlı durumda bulunan siyasal yapılara yakınlık, Doğu Akdeniz’in doğalgaz konusunda önemli aktörler arasına girmesi için gerekli olan faktörlerden olmuştur.
AB’nin enerji politikası değişiyor ve en büyük değişiklik Avrupa’da elektrik sektöründe. AB’nin planları var ve bu; 2050 yılına kadar sıfır karbonlu bir plan. Fosil yakıtların 2050 yılına kadar elimine edilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarında çarpıcı bir artışa ihtiyaç var. Yine de, daha sürdürülebilir ve daha az karbon yoğunlu bir enerji sektörüne geçiş ihtiyacı tartışılabilir. Düşük karbonlu bir ekonomiye geçiş dönemindeyiz ve enerji endüstrisi bu hedefimize teknolojimiz ve inovasyon ve finansal kaynaklara duyduğumuz tutkuyla olumlu katkıda bulunabilir. Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarının fosiller ile entegrasyonu olmadan kolay bir geçiş sağlanmayacaktır.
AB bunda başarılı olursa, gaz talebinin ortadan kalkabileceği tehlikesi vardır (gaz kaynağına sahip ülkelerin kaynaklara girmeyi ve para kazanmayı düşünmesi gerekir) Talepte azalma olmasa bile, gaz ihracatını umut eden ülkeler zorluklarla karşı karşıya kalabilir; ABD sıvılaştırılmış doğal gaz pazarı da dahil olmak üzere, gaz tedarik etmek isteyen başka ülkeler de var.
Bölgenin gaz destanı, 2009-2011’de, İsrail kıyılarındaki Tamar ve Leviathan sahalarının ve Kıbrıs kıyılarındaki Afrodit sahasının keşfedilmesiyle başladı. Boru hatlarından (Türkiye veya Yunanistan’a) LNG tesislerine (Kıbrıs, İsrail ve Mısır) kadar çeşitli ihracat seçenekleri masaya kondu. Beklentiler yüksekti ve keşifler bölgedeki yeni bir ekonomik ve siyasi istikrar dönemini desteklemenin bir aracı olarak desteklendi. Ancak, başlangıçtaki beklentiler o zamandan beri gerçekleşmedi.
AB’nin Doğal Gazda Rusya’ya önemli derecede bağımlı olması, birliği yeni ve alternatif kaynakları ile birlikte farklı güzergâhlar aramaya zorlamaktadır. AB’nin Rusya ile kurduğu ekonomik ilişkilerin, son dönemde başta doğal gaz kesintileri ve Doğu Avrupa ülkeleriyle yaşanan sorunlar nedeniyle gerginleşmesi üzerine bu durumun siyasi ilişkilerine de yansıması sonucu birliğin enerji güvenliğini tehlikeye atmakla birlikte yeni enerji güzergâhları arayışı içinde olmasına neden olmaktadır.
Avrupa Birliği, Doğu Akdeniz’deki doğal gaz kaynaklarını Rus gaz ithalatına alternatif olarak görüyor, ancak bölgenin bir doğal gaz merkezi haline gelmesi için uzun bir yol var. AB ve Türkiye için gaz kaynaklarının çeşitlendirilmesi açısından ideal bir senaryoda bile, sadece ölçek nedeniyle Rusya’ya kayda değer bir bağımlılık kalacaktır. Yeni bir doğal gaz forumunun oluşturulması ve kaynaklar için artan keşif iyi işaretler olsa da, gazın çıkarılması, pazarlara taşınması, altyapı ve yozlaşabilecek siyasi çatışmalar ile ilgili hala birçok engel var. AB ve Türkiye arasındaki doğal gaz alanında işbirliği ilişkilerinin önemli bir dayanağı olarak kabul edilmiştir.
Ancak siyasi ve jeopolitik faktörlerin, bunun yanı sıra Türkiye’nin bir doğal gaz ticaret merkezi olarak üstlenmek istediği rolü de kabulleneceği görülüyor. Sonuçta, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynakların bölgesel jeopolitik ve ekonomik denge üzerinde derin etkileri olacaktır. Zaten birkaç çatışma tarafından yıkılmış bir bölgede, kaynaklar üzerindeki yeni gerilimler sadece oradaki ülkeler için değil, aynı zamanda genel olarak doğal gaz güvenliği ve güvenliği açısından da tüm Avrupa için kötü bir haberdir. AB ve ilgili taraflar tarafından kapsamlı ve koordineli bir yaklaşım olmadan, çatışmalar barış ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmek için tüm çabaları baltalamaya devam edecektir.
Diğer birçok konuda olduğu gibi, ABD ve AB ortak bir konum bulmayı başarırlarsa, bölgedeki hedeflerine ulaşma şansları çok daha yüksektir. Bu nedenle, bölgedeki doğal gaz kaynakları üzerindeki yeni gerginlik potansiyelini azaltmak için önümüzdeki aylarda daha aktif bir rol oynamalıdırlar. Avrupa’nın coğrafi çevresinden tedarik sağlayarak AB’nin Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltma ihtimali, AB’nin "enerji birliği" stratejisinin belirtilen bir hedefi olarak doğal gaz esnekliği kazanmasına da yardımcı olabilir.
Doğu Akdeniz hidrokarbon kaynaklarının keşfi sonrasında, bölge ülkeleri ve bölgeye yatırım yapan veya yatırım yapmayı amaçlayan petrol ve gaz şirketleri için kaynakların ticarileştirilmesi önemli
faktörlerden biri olmuştur. Kaynakların ticarileştirilmesi, sadece bölge ülkeleri ve petrol ve gaz şirketleri dışında, doğal gaz piyasasının içerisinde yer alan tüm aktörleri ilgilendiren bir konu durumundadır. Konunun siyasi, ekonomik, jeopolitik başta olmak üzere birçok nedeni bulunmakta, uluslararası ilişkiler ve ekonomi politik gibi diğer alt bilim dallarını ilgilendiren süreçleri de içerisinde barındırmaktadır

Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek