Bizim Kıbrıs ve Doğu Akdeniz Doğalgaz Jeopolitigi

Afrodit, Zohr, Leviathan sahaları, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Enerji Politikaları kısaca nasıl yorumlanabilir?
Uluslararası basına,kamuoyuna yansıyan ve mevcut HidroKarbon kaynakların ne anlama geldiği maddeler halinde aşağıda izah edeceğim.
 Bu kapsamda: Kıbrıs Rum Kesiminin keşfedilmiş tek kaynağı Afrodit rezervuardır.Afrodit rezervuar 2011 yılında keşfedilmiş bir derin deniz (ortalama 1800 m.. su derinliği) gaz sahasıdır. Yaklaşık 100milyar m3’lük üretilebilir rezerve sahip olabilirliği düşünülmektedir.
Bu sahanın geliştirilmesi ve üretime alınması konusunda ise ciddi soru işaretleri bulunmaktadır. Şöyle ki: Öncelikle sahanın geliştirilmesi için bir bölümü İsrail Münhasir Ekonomik Bölge (MEB)'de kalan yapının ortak kullanımı ile ilgili anlaşmanın karara bağlanması gereklidir. Bundan sonraki adımlarda, yeni açılacak kapasite belirleme kuyuları ile rezervin daha da netleştirilmesi gereklidir. Sonrasında gazın ekonomik olarak hangi yollarla hangu pazarlara ulaştırılacağı çalışılacaktır. Daha sonraki adım olarak da, detaylı mühendislik çalışmaları yapılacak, ilgili nakil ve satış anlaşmaları hazırlanacak ve son yatırım kararı sürecine geçilecektir.
Afrodit’in güney doğusunda, İsrail’i bir ihracatçı ülke konumuna getirebilecek olan ve yaklaşık 500 milyar metre3 rezerve sahip olduğu tahmin edilen Leviathan gaz sahası bulunmaktadır.
Afrodit’in güney batısında ise, Mısır’da 2015 sonunda keşfedilen ve yaklaşık 850 milyar metre3 civarında gaz rezervine sahip olduğu düşünülen Zohr sahası bulunmaktadır.
Haritada Kırmızı ile işaretlenmiş alanlar, Türkiye’ye ait olan ve PİGM (Petrol İşleri Genel Müdürlüğü) tarafından arama ruhsatı TPAO’ya verilmiş deniz alanlarıdır. Kırmızı alanlar ile kesişen (kesişme noktaları haritada “gasp edilen alan” olarak gösterilen) sarı alanlar ise Kıbrıs Rum Kesimi’nin özellikle Mısır’daki Zohr sahasının keşfi akabinde, ABD’li EXXON (yeni ABD Dış İşleri Bakanının CEO’luğunu yaptığı şirket), İtalyan ENI, Fransız TOTAL şirketlerine verilen arama ruhsatlarını göstermektedir.
Yani Türkiye’nin deniz alanlarının ve arama ruhsatlarının işgali söz konusudur. Güney Kıbrıs’ın varsayılan Münhasir Ekonomik Bölge (MEB) içerisinde Afrodit sahasının iddia edilen rezervi olduğu varsayılarak nasıl üretilebileceği,geliştirilebileceği ve mevcut kaynaklarının ne anlama geldiği incelenir ise:
Bu konuda kurgu yapılırken, öncelikle Türkiye’nin duruma negatif  bir siyasi müdahalesi olmayacağını varsayarsak bu varsayımın akabinde; Finansal, teknik ve ekonomik problemlerin çözülmesinin yanı sıra uygun pazar ile de anlaşma sağlanması durumunda: Kıbrıs konusunda anlaşmaya varılırsa, üretilecek gaz, İsrail’in geriye kalan ortalama 2,5 milyar m3/yıllık kapasitesi de eklenerek (10 milyar m3/yıl kapasiteli bir deniz boru hattı ile) Türkiye’ye yada Türkiye üzerinden AB’ye nakil edilmek istenebilir.
 Bu opsiyonun özellikle Türkiye pazarına sevkiyat düşünüldüğünde ekonomik olacağı tahmin edilmektedir. İsrail gazının da Leviathan’dan yakın olan Afrodit sahasına ulaştırılması ve oradan birlikte sevk edilmesi kolay olacaktır.
 Kıbrıs konusunda bir anlaşma olmazsa, üretilecek gaz: Mısır'da bir LNG tesisine nakil edilebilecektir. Zohr sahasının operatörleri ile anlaşarak, kapasite arttırımı sağlanabilecek ve Zohr sahasının yapılacak olan tesislerinden de faydalanılarak, Mısır’dan LNG olarak dünya piyasalarına arz edilebilecektir.
Bu seçenekler dikkate alınarak, saha özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, yapılabilecek olası bir üretim projeksiyonu incelenirse: Sahanın ilgili süreçler, ekonomik kısıtlamalar vb. teknik durumları dikkate alındığında, en erken 2025 yılında üretime alınabileceği (en iyi ihtimalle), yaklaşık 3 yılda maksimum üretim seviyesi olan 7 milyar m3/yıl’a ulaşacağı ve bu seviyeyi 7 yıl boyunca koruyabileceği varsayılmıştır.
Bir boru hattının inşası için uzun vadeli satış planları dikkate alınırsa, yıllık 5 milyar m3’lük düzenli bir sevkiyat en fazla 10 yıl boyunca devam edebilecektir. (2026-2036 yılları arasında) Bu miktar Türkiye’nin en azından 60 milyar m3/yıl olacak 2026 yılındaki talebi ile kıyaslandığında, talebin %8’i olduğu anlaşılacaktır. Yüzde 8’lik bir katkı çok da büyük bir anlam ifade etmemektedir. Her ne kadar yaklaşım çok tutarlı olmasa da, rezerv olduğu iddia edilen bütün hacmin üretilerek satılmasından, 1000 m3 başına, bugünün koşullarında en iyi ihtimalle 100 $ kar edildiği varsayılırsa, toplam kar $10 milyar edecektir. Zaten derin su koşulları, sıfırdan inşa edilmesi gereken yüzey tesisleri, vergiler vb. koşullar da dikkate alındığında,1000 m3 başına elde edilebilecek karın oldukça yüksek seviyede varsayıldığı görülecektir. Yani elde edilecek miktar, bir ülkenin güvenlik stratejileri dikkate alındığında çok da büyük bir anlam taşımamaktadır.
Afrodit sahasında keşfi açıklanan kaynakların, açıklamalar tutarlı kabul edilse dahi ehemmiyeti abartılmamalıdır çünkü henüz daha ne fiziki ne iktisadi bir değeri yoktur. Mısır’da keşfedilen Zohr sahası neticesinde bölgede beklenen potansiyel konusu ise önümüzdeki aylarda ENI tarafindan hazırlanacak ve teknik detaylı yorumlar ile analiz edilerek kamu oyu ile paylaşılacak diye düsünüyorum.
Bununla birlikte, algı operasyonu oluşturulduğu oranda büyük beklentiler içerisine girilmemesi faydalı olacaktır. Sonuçta ilgili bölgelerde bırakın keşif sondajını, sismik veri toplama yada yorumlama çalışmaları dahi yapılmış değildir. İsrail gazı konusundaki, yürütülen ve hala birçok basın kuruluşu ve resmi kurumlarca da dikkate alınabilen tutarsız algılar da dikkate alınınca, bu gibi hususların nasıl politik şantaj argümanı olarak kullanılabildiği iyi incelenmelidir.
NOT- Üretim ömrü ve yaşam süresi boyunca (Doğal gaz ve petrol kuyusunun ortalama ömrü 20-30 yıl) Leviathan'dan gelecek tüm gelirlerin toplam değeri, bugünkü cari fiyatlarla $100/150 milyar dolar olarak tahmin edilmektedir.


Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek