Doğu Akdeniz'de Hakkaniyet Temelinde Çözüm Önerileri..

GKRY’nin Kıbrıs kıta sahanlığının sınırlandırılması için tek başına bölge devletleri ile antlaşmalar yapmasına karşın, bu durumun 1959 Zürih ve 1960 Londra Antlaşmalarına aykırı olduğu, GKRY’nin tek başına Kıbrıs’ın tamamını bağlayacak antlaşmalar yapma yetkisi bulunmuyor.Türkiye ve KKTC 1960 Garanti anlaşmalarındaki gerekçeleri öne sürerek garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti’nin onay vermeyeceği bir anlaşmaya sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin imza koymasının uluslararası hukuk açısından mümkün olmayacağını her zaman ortaya koymuştur.
UYARIYORUM: Doğu Akdeniz’e kıyıdaş devletler hidrokarbon kaynaklarını araştırmak ve işletmek için Münhasır Ekonomik Bölge ilan etmek amacıyla girişimlerde bulunmaktadır. Bir kıyı devleti 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesne (BMDHS) taraf olmadan da Münhasır Ekonomik Bölge(MEB) ilanı yapabilir. Türkiye ve KKTC 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesne taraf olmamasına rağmen Münhasır Ekonomik Bölge ilan etme hakkına sahiptir.
Jeopolitik ve jeostratejik önemi haiz bir bölge olan Doğu Akdeniz havzası, mevcut siyasi konjonktür açısından oldukça karışık bir coğrafya olma özelliğine sahiptir. Bunun nedeni, Doğu Akdeniz olarak anılan yerin Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Libya, KKTC ve GKRY kıyıları ile çevrili olmasıdır.
Bölgede İsrail - Filistin, İsrail - Lübnan, Türkiye -Yunanistan, KKTC- GKRY gibi kıyıdaş devletler ya da hükümetler arasındaki mevcut ciddi uyuşmazlıklar olduğu müddetçe, çatışan menfaatler ve birbirlerine olan güvensizlikler devam edecektir. Son yıllarda bölgede varlığından söz edilen zengin petrol ve doğalgaz yatakları, bu uyuşmazlıkları daha da alevlendirmektedir. Bölgeye ve bölge devletlerine ilişkin bu türden gelişmeler, Türkiye vee KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki komşuları ile deniz alanlarını sınırlandırması meselesine her zamankinden daha fazla önem kazandırmaktadır.
Uyuşmazlığın hukuki bir şekilde çözüme kavuşturulup, bölgedeki petrol ve doğal gazın güvenlik içerisinde çıkarılması, işletilmesi ve pazarlanabilmesi de ayrı bir mesele yaratabilir.
Leviathan bölgesindeki gazın 27 Avrupa Birliği üyesine 30 yıl, Kıbrıs’a ve İsrail’e de 100 yıl yetecek bir kaynağa sahip olduğunu dikkate aldığımızda, Doğu Akdeniz’de, batıya doğru giderken Girit ve Kıbrıs arasındaki bölgeyi de hesaba kattığımızda Avrupa’ya belki de 50-100 yıl yetecek birdoğal gaz kaynağının söz konusu olduğunu söyleyebiliriz.
Bugüne kadarki çatışmalar çoğunlukla petrol ve doğalgazdan dolayı çıkmıştır. Bu yüzden bu gaz konusu yeni çatışmalara neden olmadan, bu kadar büyük ekonomik çıkarın bir arada olduğu, hem ABD’ye, hem AB’ye hem İngiltere’ye, hem Türkiye’ye hem KKTC, GKRY,  Lübnan, Suriye ve İsrail’e hem de Filistin’e ve Mısır’a yeteceğini de dikkate alarak, bütün bunların ara kesitinde çıkarların kesiştiğini kabul edip, önce Kıbrıs meselesini tarafların tezleri doğrultusunda ve adil bir şekilde çözümlemek, sonra da Kıbrıs adasında KKTC ve GKRY'ne  münhasır ekonomik kaynakları diğer ilgili ülkelerin yararlanabileceği hukuki bir zeminde ve hakkaniyet prensipleri çerçevesinde paylaştırmak gerekmektedir.
Türkiye ve KKTC'nin Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerinin korunması açısından, deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ile ilgili olarak ortak bir politika ve stratejisini belirlemesi önem arz etmektedir. Bu doğrultuda, Türkiye ve KKTC'nin Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının belirlenmesine ilişkin bir çalışmanın ivedilikle başlatılması gerekmektedir.
Doğu Akdeniz’in karmaşık fiziki ve siyasi coğrafyası, çatışan menfaatler ve bölgede bulunan doğal kaynaklar nedeniyle son zamanlarda önem kazanan kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesi işleminin öncelikle, bu denize kıyısı olan Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail, Mısır, Libya, Filistin, KKTC ve GKRY’nin katılacağı çok taraflı bir antlaşma ile çözüme kavuşturulması hukuki bir gerekliliktir. 
Bahse konu kıyıdaş devletlerin tamamının katılımıyla, Doğu Akdeniz’deki deniz yetki alanlarının paylaşımı pek mümkün görülmese de, Türkiye’nin ileride ulaşılacak çözümün zeminini oluşturmaya hizmet etmek üzere, bir an önce teknik verilerini hazırlaması ve tezlerini belirgin hale getirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlarını belirlemesi, Doğu Akdeniz’deki politikalarını ve uygulamalarını bu sınırlara göre yönlendirmesi açısından da büyük önem arz etmektedir.
Ayrıca, Türkiye ve KKTC Doğu Akdeniz’deki tüm komşuları ile ilişkilerinin ana çerçevesini oluşturacak bir Akdeniz stratejisi oluşturmalı ve uygulamaya koymalıdır. Bu çerçevede, örtüşme bölgelerinde en kısa zamanda hem Türkiye hem de KKTC'nin yabancı petrol şirketlerine ruhsat vermesi ve fiilen sahada arama faaliyetlerini başlatması gerekmektedir. Böylece, tüm petrol şirketlerinin aramaya başlamadan önce en çok önem verdikleri, “sahanın siyasi ve hukuki açıdan problemsiz olma” özelliği ortadan kaldırılmış olacak ve GKRY lehine ilerlemekte olan sürecin kesilmesi mümkün olacaktır.
Dip Not: Genel olarak deniz alanlarının sınırlandırılmasında özel olarak da münhasır ekonomik bölge sınırlandırması gibi meselelerde, hem 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi(BMDHS) ve hem de örf ve adet hukuku kuralları hakkaniyete uygun çözüm öngörmektedir. Uygulanan uluslararası hukuk kurallarına göre, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırı hakkaniyete uygun olarak çizilmektedir ki, temel prensip budur.
Öte yandan ortay hat prensibi, sınırlandırmada kullanılan metotlardan biridir ve hiçbir önceliği yoktur. Ortay hat bazı durumlarda hakkaniyete uygun sonuçlar yaratabilmektedir. Elbette hakkaniyete uygun sonuçlar yarattığı ölçüde uygulanmalıdır, fakat her durumda ortay hat hakkaniyete uygun bir sonuç yaratmamaktadır.
Uluslararası hukuka göre, Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırması da hakkaniyete uygun şekilde yapılmalıdır. Her durumda sınırlandırmayı hakkaniyete uygun hale getiren bir metot bulunmamaktadır. Bununla beraber önce ortay hatların çizilmesini sonra hakkaniyete uygun hale getirilecek şekilde yapılmasını öngören metot ağırlık kazanmaktadır. Bu metot esas alınırsa, başlangıç aşamasını Anadolu’nun ilgili kıyıları ile Mısır’ın ve Kıbrıs Adası’nın ilgili kıyıları arasında çizilecek ortay hatlar oluşturacaktır.

Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek