Doğu Akdeniz'de denizleri KULLANMASINI bilen KAZANACAK !..

Petrol ve doğalgaz aramak için Akdeniz’e açılan Barbaros Hayrettin Paşa sismik gemisinin keşfedeceği her yeni kaynak, Türkiye’nin ve KKTC'nin elini güçlendirecek...


Doğu Akdeniz Bölgesi yapısı itibarı ile birçok ülkenin kıyı şeridini içinde barındıran bir bölgedir. Kıyı devletlerinin çokluğu bölgenin ekonomik hareketliliğini artıran bir unsur olmasına rağmen, bölge ülkeleri arasında zaman zaman ortaya çıkan uyuşmazlıklara da neden olmaktadır. Son dönemde gündeme gelen yetki alanı uyuşmazlıkları da bunlardan bir tanesidir.
Kıbrısın çevresinde bulunan zengin petrol ve doğalgaz yatakları, bölge ülkelerini bu çevrenin zenginliklerinden yararlanmak amacıyla kaynakları paylaşmaya itmiştir. Özellikle yakın zamanda başta Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olmak üzere pek çok ülke Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmaları imzalamış ve bu kapsamda ülkeler arasında stratejik birliktelikler başlamıştır.Türkiye ise bu stratejik ortaklıkların dışında bırakılmıştır.
Kıbrıs'ta Hidrokarbon konusu sadece Deniz Hukuku konusu değildir. Güney Kıbrıs hidrokarbonlar konusunda tek yanlı olarak uzun vadeli kararlar alıyor. Hidrokarbonlar çok boyutlu bir konudur ve sadece Deniz Hukuku ile sınırlı kalınmamalıdır.
 Konu hakkında Güney Kıbrıs hukuki pozisyon alıyor Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet ise gelecekten endişe duyuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin durumu farklı bir uyuşmazlık nedenidir. KKTC uluslararası arenadaki tanınırlığı tartışılmakta olduğu için Münhasır Ekonomik Bölge konularındaki hakları da doğal olarak tartışma konusudur.
KKTC 12 mil karasularına ve 200 metre derinliğe veya işletilebilir derinliğe kadar olan bölgede kıta sahanlığına sahip olabileceğine ilişkin düzenlemeleri bulunan KKTC, Doğu Akdeniz politikasını hakkaniyet ilkesi üzerine konumlandırmıştır. Bu ilke çerçevesinde KKTC, Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölgelerin belirlenmesi için bölge devletlerinin bir araya gelerek hakkaniyet ilkesi çerçevesinde paylaşım antlaşması imzalaması gerektiğini savunmaktadır.
Bunun yanı sıra KKTC yönetimi, GKRY’nin adanın tek temsilcisiymiş gibi hareket etmesini ve bölge devletleri ile münhasır ekonomik bölge antlaşmaları imzalamasını kabul etmemekte ve yapılan antlaşmaları tanımamaktadır.
Ayrıca KKTC, gerek Kıbrıs adası üzerindeki,gerekse deniz alanlarındaki hidrokarbon kaynakları üzerinde GKRY ile eşit haklara sahip olduğunu belirtmekte ve bu görüş doğrultusunda GKRY ve petrol şirketlerinden %50 pay talep etmektedir.


Türkiye’nin özellikle 2,7 milyar varil petrol, 3,5 trilyon metreküplük de doğalgaz rezervinin bulunduğu tahmin edilen Akdeniz’de attığı sondaj adımı önümüzdeki dönemde bölgede enerji dengelerini lehimize çevirecek.
İsrail, Suriye, Lübnan, Mısır hatta Yunanistan’ın Doğu Akdeniz'deki doğalgaz koridorunda etkili olmak için çaba harcadığı coğrafyada Türkiye yapacağı bu hamleyle avantaj kazanacak.
Petrol ve doğalgaz aramak için Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Akdeniz’de görevlendirilmesi uluslararası alanda büyük yankı uyandırırken, Akdeniz’de usulsüz şekilde bazı Amerikan, Katarlı, Fransız ve İtalyan şirketlerle birlikte deniz alanlarını ihlal eden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından tepkiyle karşılanıyor.
Olası petrol ve doğalgaz rezervleri, küresel enerji devlerinin yatırım önceliklerini Türkiye’ye kaydırmalarını sağlayacak. Milli Enerji ve Maden Politikası kapsamında en fazla önem verilen alanlardan biri olan deniz aramacılığında kullanılacak.Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisi 21 Nisan’da Doğu Akdeniz’de KKTC açıklarında çalışmalarına başladı.
TPAO'nun Akdeniz'de gerçekleştireceği sismik arama, keşif ve tesbit sondaj çalışmaları, KKTC açıklarında yürütülecek çalışmalarına başlayan Barbaros Hayrettin Paşa sismik arama gemisi, Akdeniz’de faaliyetlerine yoğun çalışmalarla devam edecek.
 İsrail daha önce Akdeniz üzerinden borularla batıya gaz ulaştıracağını gündeme getirdi ama bu tamamen tutarsız ve gerçekci degil çünkü boru hattı maliyetleri, taşıma bedelleri ve gaz üretim masraflarının toplamı Avrupa gaz piyasalarına göre ekonomik açıdan uygun degil. Bu bakımdan Türkiye rekabet ve uygun fiyat için tek yoldur.
Bölgede pazar anlamında en önemli ülke Türkiye. Akdeniz’de gazı bulup üretirsek, çok daha rahat satar, ciddi ortaklıklara da imza atarız.
Türkiye’nin Akdeniz’de öncelikli olarak KKTCdeki ve kendi ruhsat alanlarını devreye alması gerekir.İlk odaklanılması gereken kısımlar, Rumlar tarafından gasp edilerek, yabancı şirketlere verilen ruhsat alanları olmalıdır. Böyle bir hamle birçok dengeyi değiştirecektir.
Türkiye bölge ülkelerinin gaz projelerine,mesela ihale sürecine giren Lübnan deniz alanlarındaki arama ruhsatlarına TPAO aday olarak katıldığı ön elemeyi gecti ve kurulacak yabancı ortaklıklar ile ihaleye daha güclü girebilir.
Paniğe kapılan Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Akdeniz’deki arama faaliyetlerinin güvenlik sorunlarına neden olacağını iddia ediyor. Aslında yabancı şirketlerin ortaklık müzakereleri için yönünü bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’ye dönme ihtimali Rumları rahatsız ediyor. GKRY’nin, Afrodit sahasındaki çalışmalarını ileriki bir tarihe ertelemek zorunda kalabilir.
Doğu Akdeniz’de emperyalist oyunlar ancak Doğu Akdenizi kullanmaya bilirsek bozabiliriz yani Doğu Akdeniz’de denizleri kullanmasını bilen kazanacak.


Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Yörükler-1 kuyusu kuru kuyu olma ihtimali riski çok yüksek