Doğu Akdeniz'deki Doğal Gaz Denklemi

Adından da anlaşılacağı gibi, Doğu Akdeniz Havzası Akdeniz'in doğusundaki alanı kapsar. Bu bölgenin sınırı doğu sınırından başlayarak Türkiye, Suriye, Lübnan ve İsrail kıyılarına kadar uzanır. Doğu Akdeniz'de, keşif ve sondaj faaliyetleri Türkiye'nin güneyi ile İsrail'in kuzeyi, Mısır ve Libya arasındaki alanda yoğun olarak yürütülmüştür. Bu nedenle, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Suriye, Lübnan, Mısır, Libya, İsrail ve Filistin bölgedeki doğal gaz kaynaklarını keşfetme ve işletme konusunda doğal haklara sahip ülkelerdir.

Doğu Akdeniz'deki doğal gaz kaynak potansiyeli ve keşifleri uzun zamandır küresel enerji piyasalarının dikkatini çekmektedir. 2000'li yılların başından bu yana bölgede keşif ve sondaj faaliyetleri artarak devam etmektedir. Keşfedilen hidrokarbon kaynakları tahmini potansiyelin sadece küçük bir kısmıdır, dolayısıyla Doğu Akdeniz'deki aktörler bu miktarı artırmaya odaklanmıştır.

Doğu Akdeniz bölgesinde son zamanlarda keşfedilen gaz miktarı, Azerbaycan, Norveç, Kazakistan ve Avustralya'nın bugüne kadar ayrı ayrı keşfettiği rezervlere eşittir. Bu açıdan bölgedeki keşifler hem yerel hem de küresel olarak önemlidir. Öte yandan, keşfedilen rezervler üretilmediği takdirde, bunlar yalnızca varsayımsal sayısal değerler olacak ve bölgedeki ülkeler bu kaynaklardan ekonomik bir fayda elde edemeyeceklerdir. Bu anlamda, bölge siyasi ve ekonomik rekabet alanı olduğundan, Doğu Akdeniz'deki kaynaklardan tam anlamıyla finansal bir kazanç elde etmede ciddi engeller bulunmaktadır.

Bölgeyi bir bütün olarak ele aldığımızda, sondaj faaliyetlerinin yürütüldüğü sahaların yanı sıra keşfedilmeyi bekleyen birkaç alan bulunmaktadır. Bölgenin batı kesimlerinde, Antalya, Meis, Rodos ve Girit adaları çevresinde yüksek bir hidrokarbon kaynak potansiyeli olduğu tahmin edilmektedir. Sismik araştırmalara göre, bu sahalarda önemli miktarda gaz hidrat rezervi tespit edilmiştir. Ayrıca, Doğu Akdeniz'in gaz hidrat potansiyelinin, mevcut küresel gaz rezervlerinin yaklaşık yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir. Dolayısıyla bölgedeki kaynaklara sahip olma rekabeti, geleceğin enerji kaynağı olarak kabul edilen gaz hidratları temelinde de şekillenmektedir.

Bölgede şu ana kadar keşfedilen rezerv miktarı, tahmini potansiyelin dörtte biri kadardır. Öte yandan mevcut üretim hacmi yetersizdir. Bu düşük üretim düzeyinin altında yatan temel nedenler, bölgedeki çok taraflı yapı ve buna bağlı olarak iş birliği ortamının oluşturulamaması olarak sıralanabilir. Bu anlamda bölgede çok sayıda aktörün bulunması, Doğu Akdeniz'de devam eden rekabeti derinleştirmektedir.

Bu bağlamda, bölgenin arama, sondaj ve üretim süreçlerinde en sorunlu alanının Kıbrıs adasının deniz bölgeleri olduğu düşünülmektedir. Buradaki temel sorunlardan biri de tartışmalı deniz alanlarının ortaya çıkmasıdır. Dolayısıyla bu alandaki arama ve sondaj faaliyetleri sürekliliğini yitirmiş, Kıbrıs'ta otorite hiyerarşisi sorunu tartışmaların odak noktası haline gelmiştir. Dolayısıyla bu bölgedeki ihtilaflar çözülmediği sürece keşfedilen kaynakların paylaşımı konuları devam edecektir.

Doğu Akdeniz'deki bir diğer konu ise çıkarılan kaynakların orta ve uzun vadede dış pazarlara transfer rotaları ile ilgilidir. Ancak EastMed Boru Hattı Projesi'ne alternatif olarak Türkiye rotası maliyet ve güvenlik açısından daha avantajlı sayılabilir. Bunlara ek olarak son transfer seçeneği kaynakların LNG olarak taşınmasıdır. Keşif ve üretim operasyonlarının yanı sıra kaynakların bölgeden dış pazarlara transfer süreçleri de son derece önemlidir. Bu nedenle bölgede olası transfer rotaları konusunda ciddi bir rekabet vardır.

Transfer seçenekleri ve petrol ve gaz altyapısının yanı sıra bölge ülkelerinin doğalgaz tüketim eğilimi de Doğu Akdeniz'de keşfedilen kaynaklar çerçevesinde önemli bir nokta. Öte yandan bölgedeki hidrokarbon keşifleri İsrail gibi gaz tüketimi düşük ülkelere gaz ihracatçısı olma fırsatı sunuyor. Bu bağlamda Doğu Akdeniz'deki Doğal Gaz kaynaklarının hem iç talebi karşılama hem de ihracat açısından kaynak sahibi ülkelere önemli bir ekonomik fayda sağlayacağı açıktır. Aslında bu durum bölgedeki Doğal Gaz kaynaklarının elde edilmesindeki rekabetin temel nedeni olarak kabul edilebilir. Yani Doğu Akdeniz'deki Doğal Gaz denklemi kaynaklara sahip olma ve bunları makul bir maliyetle dış pazarlara aktarma etrafında şekillenecektir.

Doğu Akdeniz'deki kaynakların olgularını araştırmanın temel motivasyonu bölgedeki genel durumu hidrokarbon kaynakları açısından analiz etmektir. Bu anlamda keşfedilen kaynaklar (şimdiye kadar) ve bölgedeki potansiyel bölgeyi rekabetçi bir ortama dönüştürmek için yeterli ivmeyi sağlamıştır. Bu rekabet sadece enerji kaynaklarına sahip olmak değil aynı zamanda bölgede siyasi ve stratejik avantaj elde etmektir. Bu koşullar altında Doğu Akdeniz'deki temel amaç, bölgesel enerji kaynaklarının ekonomik, jeopolitik ve stratejik olarak kullanılmasıdır.

Bölgenin Doğal Gaz kaynaklarına yönelik yerel ve küresel rekabeti daha iyi anlamak için bu çalışmanın argümanları bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Doğu Akdeniz'deki enerji denkleminin en az üç boyutu vardır. Bunlar ekonomik, politik ve stratejik avantajlar olarak kategorize edilebilir. Bu anlamda, bölgedeki  Doğal Gaz kaynaklarına sahip olmanın beklenen getirileri düşünüldüğünde, Doğu Akdeniz'deki çatışma veya rekabet ortamının giderek derinleşeceği anlaşılabilir. Ancak, bölgenin zenginliklerinden ekonomik fayda elde etmek için rekabetin yerini iş birliğine bırakması gerektiği unutulmamalıdır. Her şeyden önce, bölgedeki tüm tarafların katılımıyla ortak bir platform tasarlamak, yerel ve küresel enerji piyasaları açısından hayati önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, Doğu Akdeniz'deki  Doğal Gaz kaynaklarıyla ilgili çok boyutlu bir denklem olduğu açıktır. Bölgedeki ülkeler, küresel güçler ve büyük petrol ve gaz şirketlerinin hepsi bu denklemin parametreleri olarak kabul edilmelidir. Bu yapı şüphesiz bölgedeki kaynakların nasıl değerlendirileceği sorusunu gündeme getiriyor. Dahası, bu durum bölgedeki mevcut rekabet ortamının derinleşmesine neden oluyor. Öte yandan, Doğal Gaz kaynakları ve bu kaynakların ekonomik değeri, Doğu Akdeniz'in istikrarında katalitik bir etki yaratma potansiyeline sahip. Bu nedenle, bölgedeki Doğal Gaz kaynaklarından maddi bir kazanç elde etmek için, siyasi ve ekonomik çatışmaların en aza indirilmesi ve Doğu Akdeniz'de ortak bir iş birliği platformunun kurulması gerekiyor.







Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Yunan’ın Türk Korkusuyla Giriştiği İtalya ve Mısır Anlaşmalarındaki Hüsranı

Rezerv nedir, Rezerv ne demek?