Posts

Showing posts from 2025

Türkiye ve KKTC, BMDHS taraf olmamasına rağmen Münhasır Ekonomik Bölge ilan etme hakkına sahiptir.

Image
Doğu Akdeniz’in coğrafi yapısının karmaşıklığı nedeniyle sahildar ülkelerin deniz yetki alanlarının sınırlarının çakışmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu bölgedeki sahildar devletler bu bölgede yer alan diğer sahildar devletlerle antlaşma yapmadan da Münhasır Ekonomik Bölge'lerini tek taraflı olarak ilan ederek veya ikili antlaşmalar yoluyla yapmaktadır. Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması ilan ederek veya ikili antlaşmalar yoluyla yapmaktadır. Madde 74 Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması 1. Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması, hakkaniyete uygun bir çözüme ulaşmak amacıyle, Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 38. maddesinde belirtildiği şekilde uluslararası hukuka uygun olarak anlaşma ile yapılacaktır. 2. Uygun bir süre içerisinde bir anlaşmaya varamadı...

Türkiye'nin 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne Taraf Olmama Nedenleri.

Image
Türkiye, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmamakla birlikte, birçok ülkenin taraf olmasından ve anılan sözleşmenin kurallarını uygulamasından kaynaklı sözleşme hükümlerinin aynı zamanda teamüle dönüştüğünün farkındadır. Uluslararası hukukun doğrudan bir kaynağı olan teamüller uluslararası sözleşmeler kadar etkili ve bağlayıcıdır ve Türkiye teamül hukuku olmasından birçok maddesini ve kurallarını uygulamaktadır. Aralarında ABD, Kolombiya, İsrail, Peru, Venezuela ve Türkiye gibi ülkelerin yer aldığı yaklaşık 30 ülke henüz Sözleşmeye taraf değildir. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesini onaylamamasının temel sebeplerinin en başında, Adalar Denizindeki özel durum gelmektedir. BMDHS her ne kadar ayrıntılı hükümlere sahip olsa da Türkiye ile Yunanistan arasında bulunan çok sayıda adanın varlığı ve bunun yarattığı vaziyetin iki ülkeyi ilgilendiren bir durum olması nedeni ile sözleşmenin bu alandaki etkisi azalmaktadır. Türkiye sözleşmenin karasuları il...

1982 BMDHS kabule dayalı bir sözleşmedir.

Image
1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi deniz hukuku için tek kaynak değildir. Hatta sözleşme olduğu için en zayıf kaynaktır. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi kabule dayalı bir sözleşmedir. BM deniz hukukuna dahil olan Kıta Sahanlığı kavramı, devletlerin herhangi bir bildirimde bulunmadan denizler üzerinde kendiliğinden hak sahibi olmasını sağlamakla birlikte, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair uluslararası çalışmaların başlamasına da zemin hazırlamıştır. Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun başlattığı kodifikasyon çalışmaları, deniz alanlarına ilişkin bir çok konuya açıklık getirmeye çalışmış ve akabinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Konferansları ile önce 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri daha sonra da 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uluslararası deniz hukukuna kazandırılmıştır. Deniz Hukukunun tarihsel gelişim süreci uluslararası teamül kurallarından oluşmaktadır. Uluslarara...

Doğu Akdeniz Gazının Geleceği: Belirsiz Bir Yol Haritası

İsrail-Lübnan ve Gazze'deki devam eden çatışmalar, deniz anlaşmazlıkları ve değişen ittifaklar ile Doğu Akdeniz gazının geleceği belirsizliğini koruyor. Aşağıdaki faktörler bölgenin enerji potansiyelinden tam olarak yararlanıp yararlanamayacağını belirleyecek: - Güvenlik Riskleri: Hizbullah'ın İsrail'in enerji altyapısına yönelik saldırılarının yeniden başlaması gibi olası olmayan ancak yine de mümkün bir senaryoda, yabancı yatırımcılar geri çekilebilir ve bu da bölgesel gaz üretimini etkileyebilir. - Avrupa Talebi: Avrupa hala Rus gazına alternatifler ararken, artan istikrarsızlık AB'yi başka yerlerde daha güvenilir tedarikçiler aramaya zorlayabilir. - Mısır'ın Ekonomik İstikrarı: Mısır'ın LNG ihracat merkezi statüsünü sürdürebilme yeteneği, ekonomik krizinin çözülmesine bağlı olacaktır. - Türkiye'nin Hırsları: Türkiye'nin deniz anlaşmazlıklarındaki artan iddialılığı bölgesel enerji iş birliğini bozabilir. Ekonomik Büyüme ve İşbirliği İçin Kaçırılan Fır...

Türkiye'nin Doğal Gaz Merkezi Olarak Yükselişi

Bugüne kadar Türkiye, Avrupa ile Asya arasında önemli bir köprü olduğunu kanıtladı. Rusya'nın gaz tedarikine olan bağımlılığı sona erdirmek için güçlü bir alternatif olarak ortaya çıktı ve artık doğal gaz piyasasında Türkiye'nin gaz tedarikçisi olarak baskın rolüne meydan okuyor.  Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, İran gibi ülkeler de büyük gaz üreticileridir ve Türkiye aracılığıyla potansiyel tedarikçiler veya TANAP'a olası katkıda bulunanlar olabilirler. Türkiye ile aynı siyasi yakınlığa sahip olmalarına rağmen, en azından orta vadede bu gaz hakimiyeti durumunu tersine çevirebilecek diğer stratejik varlıklar sunmaktadırlar. Potansiyel Bir Doğal Gaz Merkezi Olarak Türkiye Son on yılda Türkiye, uluslararası politik ve ekonomik tartışmalarda giderek daha fazla "gaz koridoru" ve "gaz ticaret merkezi" gibi kavramlarla ilişkilendirildi. Türkiye'nin bu nitelendirmesi, açıkça Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa'nın kavşağında bulunan benzersiz coğra...

MARMARA DENİZİ’NİN HİDROKARBON POTANSİYELİ VE ARAMA HEDEFLERİ...

Image
Marmara Denizi, Akdeniz’i Karadeniz’e bağlayan ve Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun (KAFZ) kuzey kolunda bulunan kapalı bir iç denizdir.. Marmara Denizi engebeli bir yapı, Kuzey Doğu yönlü kıvrımlar, bu kıvrımlar arasındaki küçük havzalar, yumuşak sediman deformasyon yapıları ve çamur volkanlarından oluşmaktadır. Marmara Denizi’nde hem oşinografik hem de jeolojik-jeokimyasal-jeofizik amaçlı birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Öncel çalışmalarda, Marmara Denizi’nde yoğun gaz birikimleri, soğuk sızıntılar ve otijenik karbonatlar tespit edilmiştir.   KAFZ’na yakın bölümlerde, bu alanların genişlediği ve hidrokarbon emaresi sayısının çok daha yüksek olabileceği belirtilmektedir. Ayrıca, Trakya Havzası’nın ekonomik petrol ve doğalgaz rezervuarlarını içeren Eosen-Oligosen yaşlı birimlerin Marmara Denizi’nin altına kadar uzanması çok güçlü bir olasılık olarak düşünülmelidir. Trakya Havzası’ndaki doğalgazların, KAFZ boyunca Marmara Denizi ve ilgili faylar boyunca yukarı doğru göç eden gazla...

Türkiye Rusya olmadan bir Doğal Gaz merkezi olabilir mi?

Türkiye önemli bir Doğal Gaz oyuncusu rolünü üstlenebilir ve Avrupa'ya Rus gaz açığını kapatmak için alternatif fosil yakıtlar sunabilir. Türkiye'nin bu arzusu sadece jeopolitik değil, ekonomik ve teknik olarak da mümkün. Ülkenin çok sayıda hidrokarbon boru hattının kesişme noktasındaki konumu ve gaz depolama kapasitesi gerçekten de bölgenin enerji dinamiğini şekillendirmesini sağlayabilir. Türkiye Doğal gaz hub’ı, olabilir mi... Doğal gaz hub’ı, genel olarak, doğal gazın üretim ve üretim sonrası taşınması, borularla aktarılmayacaksa sıvılaştırılması, satılması gibi süreçleri sırasında devreye giren bir dağıtım merkezidir ve bir nevi borsa işlevi görmektedir. Doğalgaz fiyatları, ya kaynak ülke ve alıcı ülke arasındaki ikili anlaşmalarla belirlenir ya da spot piyasa dediğimiz, fiyatın birçok değişkene bağlı olarak belirlendiği bir piyasada. Ülkeler, doğalgaz ihtiyaçlarını iki yöntemle de karşılarlar. İşlevini yerine getirebilen bir hub’da yeterli sayıda alıcı ile satıcı söz konu...

Türkiye'nin Gaz Ticaret Merkezi Olma Planı..

Image
AB, Rus gazını resmen aşamalı olarak kaldırıyor olabilir, ancak gerçekte Türkiye'nin Moskova'nın moleküllerini batıya doğru transit için yeniden paketlemesine yardımcı olma potansiyeli devam ediyor. Türkiye, doğudan batıya hacimleri aktarmak için bir gaz merkezi olarak konumlanmayı hedefliyor ve Azerbaycan ve Türkmen gazıyla birlikte, Rus gazını almaya istekli olan tüm Avrupa pazarlarına yeniden ihraç etme olasılığı var. Rusya, 2022'de Avrupa'ya ihracatındaki çöküşün ardından ve Ukrayna'dan geçen kalan akışların kesintiye uğraması riski arasında mümkün olduğunca fazla gazı batıya doğru akıtmaya istekli. AB'nin açıklanan amacı, Rus gazı ithalatını 2027'ye kadar neredeyse tamamen ortadan kaldırmak. Bu hedef ertelenebilir, ancak Rusya-AB ilişkilerinde radikal bir iyileşme olmadığı sürece Brüksel hedefi takip etmeye devam edecek. AB dışındaki ülkeler, Türkiye üzerinden doğrudan Rusya'dan daha fazla gaz satın alabilir. Ancak AB pazarları için, Rus gazının önc...