Posts

Libya’dan Türkiye Destekli Hamle

Image
Libya hükümeti, Yunanistan'ın Libya deniz yetki alanlarını ihlal ederek Girit'in güneyinde Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırları belirlemesine resmi yollardan Birleşmiş Milletler'e diplomatik itirazda bulundu. Yunan Medyası Alarmda: Libya’dan Türkiye Destekli Hamle – Girit’in Güneyi Tartışmalı Alan İlan Edildi. Trablus'taki Libya hükümeti, Yunanistan'ın Girit'in güneyindeki Münhasır Ekonomik Bölge'nin (MEB) sınırlarını belirlemesine ve bunun Libya'nın deniz yetki alanlarına tecavüz ettiğini iddia etmesine itiraz ederek Birleşmiş Milletler'e diplomatik bir itirazda bulundu. Trablus, 12 Haziran'da Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayınlanan Yunanistan MEB haritasının Libya'nın egemenlik haklarını ihlal ettiğini savunuyor. Ayrıca, Yunanistan'ın tartışmalı bölgede hidrokarbon arama ve çıkarma hakları verme yetkisine sahip olmadığını da ileri sürüyor. Diplomatik notta, "Libya Hükümeti, bu eylemi egemenlik haklarının açık bir ihlali...

Yunanistan Diken Üstünde: Türkiye ile Suriye Arasında Olası MEB Anlaşması Endişesi..

Image
Yunan medyasında son birkaç gündür Doğu Akdeniz’e ilişkin yeni bir gerilim başlığı gündeme geldi. Türkiye ile Suriye arasında Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) sınırlarının belirlenmesine yönelik bir müzakere sürecinin başlamış olabileceği yönündeki iddialar, Atina’da ciddi endişe doğurdu; Sahte devletin yararına MEB için Türkiye-Suriye müzakereleri - Libya'dan sonra Helenizm için yeni bir kriz noktası. Yunan kaynaklara göre, Türkiye, Suriye’deki mevcut siyasi denklemde etkinliğini artırırken, bu ülkeyle olası bir MEB anlaşması için zemini de hazırlıyor. En dikkat çekici iddia ise Türkiye’nin bu sürece Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni de dahil etmeye çalıştığı yönünde. Böyle bir düzenleme hayata geçerse, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanı mutabakatına benzer yeni bir senaryo, bu kez Suriye üzerinden doğu Akdeniz’in doğusunda ortaya çıkabilir. Yunan tarafı, Türkiye’nin Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile 2011 yılında imzaladığı kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşmasını tanımadığını tek...

Türkiye ve KKTC, BMDHS taraf olmamasına rağmen Münhasır Ekonomik Bölge ilan etme hakkına sahiptir.

Image
Doğu Akdeniz’in coğrafi yapısının karmaşıklığı nedeniyle sahildar ülkelerin deniz yetki alanlarının sınırlarının çakışmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, söz konusu bölgedeki sahildar devletler bu bölgede yer alan diğer sahildar devletlerle antlaşma yapmadan da Münhasır Ekonomik Bölge'lerini tek taraflı olarak ilan ederek veya ikili antlaşmalar yoluyla yapmaktadır. Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması ilan ederek veya ikili antlaşmalar yoluyla yapmaktadır. Madde 74 Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması 1. Sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında münhasır ekonomik bölgenin sınırlandırılması, hakkaniyete uygun bir çözüme ulaşmak amacıyle, Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 38. maddesinde belirtildiği şekilde uluslararası hukuka uygun olarak anlaşma ile yapılacaktır. 2. Uygun bir süre içerisinde bir anlaşmaya varamadı...

Türkiye'nin 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne Taraf Olmama Nedenleri.

Image
Türkiye, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf olmamakla birlikte, birçok ülkenin taraf olmasından ve anılan sözleşmenin kurallarını uygulamasından kaynaklı sözleşme hükümlerinin aynı zamanda teamüle dönüştüğünün farkındadır. Uluslararası hukukun doğrudan bir kaynağı olan teamüller uluslararası sözleşmeler kadar etkili ve bağlayıcıdır ve Türkiye teamül hukuku olmasından birçok maddesini ve kurallarını uygulamaktadır. Aralarında ABD, Kolombiya, İsrail, Peru, Venezuela ve Türkiye gibi ülkelerin yer aldığı yaklaşık 30 ülke henüz Sözleşmeye taraf değildir. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesini onaylamamasının temel sebeplerinin en başında, Adalar Denizindeki özel durum gelmektedir. BMDHS her ne kadar ayrıntılı hükümlere sahip olsa da Türkiye ile Yunanistan arasında bulunan çok sayıda adanın varlığı ve bunun yarattığı vaziyetin iki ülkeyi ilgilendiren bir durum olması nedeni ile sözleşmenin bu alandaki etkisi azalmaktadır. Türkiye sözleşmenin karasuları il...

1982 BMDHS kabule dayalı bir sözleşmedir.

Image
1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi deniz hukuku için tek kaynak değildir. Hatta sözleşme olduğu için en zayıf kaynaktır. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi kabule dayalı bir sözleşmedir. BM deniz hukukuna dahil olan Kıta Sahanlığı kavramı, devletlerin herhangi bir bildirimde bulunmadan denizler üzerinde kendiliğinden hak sahibi olmasını sağlamakla birlikte, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair uluslararası çalışmaların başlamasına da zemin hazırlamıştır. Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Hukuk Komisyonu’nun başlattığı kodifikasyon çalışmaları, deniz alanlarına ilişkin bir çok konuya açıklık getirmeye çalışmış ve akabinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Konferansları ile önce 1958 Cenevre Deniz Hukuku Sözleşmeleri daha sonra da 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi uluslararası deniz hukukuna kazandırılmıştır. Deniz Hukukunun tarihsel gelişim süreci uluslararası teamül kurallarından oluşmaktadır. Uluslarara...

Doğu Akdeniz Gazının Geleceği: Belirsiz Bir Yol Haritası

İsrail-Lübnan ve Gazze'deki devam eden çatışmalar, deniz anlaşmazlıkları ve değişen ittifaklar ile Doğu Akdeniz gazının geleceği belirsizliğini koruyor. Aşağıdaki faktörler bölgenin enerji potansiyelinden tam olarak yararlanıp yararlanamayacağını belirleyecek: - Güvenlik Riskleri: Hizbullah'ın İsrail'in enerji altyapısına yönelik saldırılarının yeniden başlaması gibi olası olmayan ancak yine de mümkün bir senaryoda, yabancı yatırımcılar geri çekilebilir ve bu da bölgesel gaz üretimini etkileyebilir. - Avrupa Talebi: Avrupa hala Rus gazına alternatifler ararken, artan istikrarsızlık AB'yi başka yerlerde daha güvenilir tedarikçiler aramaya zorlayabilir. - Mısır'ın Ekonomik İstikrarı: Mısır'ın LNG ihracat merkezi statüsünü sürdürebilme yeteneği, ekonomik krizinin çözülmesine bağlı olacaktır. - Türkiye'nin Hırsları: Türkiye'nin deniz anlaşmazlıklarındaki artan iddialılığı bölgesel enerji iş birliğini bozabilir. Ekonomik Büyüme ve İşbirliği İçin Kaçırılan Fır...

Türkiye'nin Doğal Gaz Merkezi Olarak Yükselişi

Bugüne kadar Türkiye, Avrupa ile Asya arasında önemli bir köprü olduğunu kanıtladı. Rusya'nın gaz tedarikine olan bağımlılığı sona erdirmek için güçlü bir alternatif olarak ortaya çıktı ve artık doğal gaz piyasasında Türkiye'nin gaz tedarikçisi olarak baskın rolüne meydan okuyor.  Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, İran gibi ülkeler de büyük gaz üreticileridir ve Türkiye aracılığıyla potansiyel tedarikçiler veya TANAP'a olası katkıda bulunanlar olabilirler. Türkiye ile aynı siyasi yakınlığa sahip olmalarına rağmen, en azından orta vadede bu gaz hakimiyeti durumunu tersine çevirebilecek diğer stratejik varlıklar sunmaktadırlar. Potansiyel Bir Doğal Gaz Merkezi Olarak Türkiye Son on yılda Türkiye, uluslararası politik ve ekonomik tartışmalarda giderek daha fazla "gaz koridoru" ve "gaz ticaret merkezi" gibi kavramlarla ilişkilendirildi. Türkiye'nin bu nitelendirmesi, açıkça Kafkasya, Orta Asya, Orta Doğu ve Avrupa'nın kavşağında bulunan benzersiz coğra...