Suriye'de Değişen Dengeler ve Türkiye-Katar Doğalgaz Boru Hattı.

Katar ve Türkiye arasında doğal gaz boru hattı inşa etme fikri, ilk olarak 2009’da gündeme gelmiş ancak çeşitli teknik, ekonomik ve jeopolitik nedenlerle rafa kaldırılmıştı. O dönemde proje, Katar’ın geniş doğal gaz rezervlerini Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına taşımayı hedefliyordu. Ancak, hattın Suriye üzerinden geçmesi planlanan güzergahı, bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve Suriye rejiminin projeye karşı duruşu nedeniyle gerçekleştirilemedi.

Katar, LNG ihracatında kara yolu seçeneklerini çeşitlendirme ve enerji pazarındaki etkisini artırma hedefi taşırken, Türkiye, bir enerji merkezi olma stratejisi doğrultusunda boru hattı projelerine büyük önem veriyor.

Suriye’de 61 yıllık Baas Rejiminin devrilmesinin ardından 2009’da rafa kaldırılan ‘Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı’ yeniden gündeme geldi. Suriye’de istikrarlı bir rejimin kurulmasının ardından bugünkü konjonktürün devamlılığı halinde projenin bölgede siyasi açıdan bir engelle karşılaşmayacağı söylenebilir.

Katar doğal gaz açısından oldukça önemli bir ülke, kapladığı küçük alana karşılık Rusya ve İran’ın ardından yaklaşık 25 trilyon metreküple dünyanın en büyük üçüncü ispatlanmış doğal gaz rezervine sahip. Katar Rusya’nın ardından dünyanın en fazla doğal gaz ihraç eden ikinci ülkesi ve ülkenin bunu ağırlıklı olarak sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) formunda gerçekleştiriyor.

Katar 2004’te faaliyete alınan Dolphin Gas projesinin gaz ihraç ettiği tek boru hattı ve bu hattın toplam uzunluğunun 370 kilometreyi buluyor. Katar doğal gaz ihracatı konusunda yüksek kapasiteye sahip. Ancak, ülkenin buluğundu coğrafya oldukça kırılgan bir yapıya sahip. Daha önce 2009’da gündeme gelen, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye’den geçmesi planlanan Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı projesi Esad rejiminin karşı çıkmasının da etkisiyle rafa kaldırılmıştı. Sonrasında da 10 yıldan uzun süren Suriye iç savaşı projeyi planlanan şekliyle hayata geçirilemez hale getirdi. Suriye’de istikrarlı bir rejimin kurulmasının ardından bugünkü konjonktürün devamlılığı halinde projenin bölgede siyasi açıdan bir engelle karşılaşmayacağı söylenebilir. Ancak bahse konu boru hattının her açıdan büyük olduğunu göz önünde bulundurmak gerek.

Türkiye bölgedeki en büyük doğal gaz piyasalarından biri, Almanya’dan sonra en fazla doğal gaz ithal eden ülke konumunda. Ancak Türkiye’nin de Rusya, İran ve Azerbaycan ile uzun dönemli doğal gaz kontratları bulunuyor. Bu uzunlukta bir boru hattının yüksek miktarda doğal gaz transfer etmesi beklenir. Türkiye’nin günümüz koşullarında projeyi karşılanabilir kılacak kadar yüksek talep oluşturması gaz ticaret merkezi olması durumunda söz konusu olabilir.

Avrupa’nın Rusya ile yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle uzun dönemli kontratlara mesafeli yaklaştığını ve 2050 Net Sıfır Emisyon hedefleri bulunuyor. Mevcut durumda yalnızca kömür termik santrallerine ikame olacak doğal gaz termik santrallerinin desteklenmesinin söz konusu olacak.Bu durumda AB’nin kömür kullanımını bırakmasının ardından ortaya çıkacak gaz talebinin miktarını ve süresini öngörmesi gerekiyor.

Son olarak AB dediğimizin 27 üye ülkeli bir yapı olduğunu ve tüm ülkelerin alt yapılarının birbiriyle bağlantılı olmadığını da hatırlamak gerek. Örneğin bugün İspanya’ya ulaşan bir gazın Almanya’ya boru hatlarıyla taşınması mümkün değil. AB üyesi ülkelerin de mutabık olduğu bir senaryoda hem AB’nin hem de Türkiye’nin kömür santrallerinin yerini doğal gaz yakıtlı santrallerin aldığı, hane ve sanayi gaz tüketiminin de arttığı bir senaryoda Katar’dan gelecek gazın alıcı bulması ihtimali oldukça yüksek.

LNG’de olası kapasite artışlarının 2020’lerin sonunda arz fazlası ortaya çıkarabilir. Katar, fiyatlandırma yapısının cazip bulacağı bir seviyede olması halinde, uzun vadeli tedarik anlaşmalarını güvence altına almanın ve artan rekabet ortamında piyasa istikrarını sağlamanın bir yolu olarak boru hatlarını nihayetinde düşünebilir.

Suriye’de yeni hükümetin Türkiye ve Körfez ülkeleriyle daha yakın ilişkiler kurarak bölgesel işbirliğine daha elverişli bir ortam yaratabilir, halihazırda Katar da dahil birçok ülkenin sınır ötesi doğal gaz boru hatlarından çok arbitraj esnekliği nedeniyle LNG’ye yöneliyor.


  • LNG arz fazlası boru hattı projesine yaklaşımları değiştirebilir..

Katar’ın Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman’a gaz sağlayan Dolphin Doğal Gaz Boru Hattı’na yaklaşımı da bu değişimi yansıtıyor.

Başlangıçta Katar’ın çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olsa da, ülke LNG lehine projeyi genişletmeyi sürekli olarak reddetti. Türkiye’ye uzanacak bir boru hattı Türkiye’nin bir doğal gaz ticaret merkezi olma hedefiyle uyumlu olması ve Avrupa’nın doğal gaz çeşitlendirme hedeflerine fayda sağlayabilecek olması, Katar için bir öncelik olması mümkündür. Bununla birlikte, rakiplerin ve yeni üreticilerin kapasite artışları nedeniyle on yılın sonunda potansiyel bir LNG arz fazlası ortaya çıkarken, Katar, fiyatlandırma yapısının cazip bulacağı bir seviyede olması halinde, uzun vadeli tedarik anlaşmalarını güvence altına almanın ve artan rekabet ortamında piyasa istikrarını sağlamanın bir yolu olarak boru hatlarını nihayetinde mutlaka düşünebilir.

Ekonomik faktörler ve değişen dinamiklere de bakacak olursak LNG, yükselen maliyetleri ve farklı pazarlara erişim kabiliyeti azalmasi nedeniyle doğal gaz taşıma yöntemi tercih edilen bir seçenek olarak ortaya çıkmış ve sabit boru hatlarının uygulanabilirliğini artırmıştır.

Katar, LNG ihracatında kara yolu seçeneklerini çeşitlendirme ve enerji pazarındaki etkisini artırma hedefi taşırken, Türkiye, bir  doğal gaz ticaret merkezi olma stratejisi doğrultusunda boru hattı projelerine büyük önem veriyor.

Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliğini çeşitlendirme çabalarının ve Doğu Akdeniz’deki doğal gaz kaynaklarına yönelik rekabetin yoğunlaştığı bir dönemde, Türkiye-Katar boru hattı projesi hem bölgesel hem de küresel  doğal gaz dengeleri açısından stratejik bir adım olarak değerlendiriliyor. 





Comments

Popular posts from this blog

Yunan’ın Türk Korkusuyla Giriştiği İtalya ve Mısır Anlaşmalarındaki Hüsranı

Türkiye - Libya MEB Sınırlandırma Anlaşması Ve Önemi

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve GKRY ile müzakere edeceği bir konu yoktur.