Petrol & Doğalgaz Aramaları

Petrol & Gaz aramalarında uzmanların ana hedefinin petrol kapanlarının saptanması olduğu açıktır. Bu nedenle petrol aramaları öncelikle bir jeoloji sorunudur ve özel bilgi ve tekniği gerektirir. Yeraltındaki petrolün varlığinı doğrudan gösteren hiçbir yöntem yoktur.
Petrol arama çalışmalarında jeolojik çalışmaları; harita belirlenmesi, stratigrafi kesitlerinin ölçülmesi, tektonik ve yapısal araştırmalar, porozite ve permeabilite tayini, yeraltı haritalarının yapılması gibi saha ve laboratuvar çalışmaları olarak sınıflandırabiliriz. Jeofizik çalışmalar ise ön etütleri manyetik ve gravite yöntemleri olmak üzere, sismik yansıma yöntemi ile birlikte sondaj ve saha geliştirme aşamasında kullanılırlar. Yerüstündeki bulgularla yeraltının durumunu ortaya koymak ve yorumlamasını yapmakla birlikte, bunun ne derece doğru olup olmadığını pekiştirmek açısından jeofizik yöntemlere gerek vardır. Jeofizik yöntemlerle, yeraltındaki petrol yapısının şekli, boyutu ve yeryüzünden itibaren derinliğini belirleme olanağı vardır.Sonuç olarak, jeofizik anomalilerle jeoloji bilgilerinin karşılaştırılmaları en sağlıklı yorumu ortaya koyacaktır...
Petrol ve doğal gazın aranması jeoloji, jeofizik ve petrol mühendisliği dallarının ortak çalışmasını gerektirir. Yeraltı formasyonlarında petrolün ve/veya gazın var olup olmadığı kesin olarak yalnızca "SONDAJ" yapılarak belirlenebilir. Petrolün varlığı ve ekonomik olarak üretilebilirliği sondajlarla kanıtlandıktan sonra üretim kuyuları delinerek petrolün yeryüzüne çıkartılması sağlanır. Petrol, yerin derinliklerinde bulunan kayaçların gözenekleri ve çatlakları içerisinden akarak üretim kuyusuna ulaşır.
Bir petrol veya gaz kuyusunun delinmesi işlemi petrol ve doğal gaz mühendisliğinin bir alt sınıfı olan Sondaj (kuyu delme) Mühendisliği’nin görev alanına girer. Petrol veya gaz amaçlı delinen kuyuların pek çoğu petrollü veya gazlı çıkmaz ; kuru kuyu adıyla anılır ve terkedilirler. Eğer bulunan petrol ve/veya gaz rezervi ekonomik ise, diğer bir deyişle üretim için yapılacak parasal yatırımı karşılayacak düzeyde ise, o zaman petrol ve gazın üretimi için sahanın geliştirme aşamasına geçilir. Ancak, bulunan petrol ve/veya gaz rezervi yapılacak parasal yatırımı karşılayamayacak kadar küçük ise, o kuyu petrollü veya gazlı dahi olsa, petrolün varil fiyatı yeterince yüksek düzeye erişene dek (ara verilir) terkedilir.
Özetle; jeolojinin laboratuar hizmetleri dahil her dalı kullanılarak yapılan çalışmalar sonucunda bir bölgenin petrol potansiyeli olumlu görüldüğü takdirde, jeofizik yöntemler yardımıyla petrol kapanı olabilecek noktaların tespiti yapılır ve bütün bunlardan sonra tespit edilen noktaların delinmesi (sondaj) petrol aramacılığı zincirinin son halkasını oluşturur.
Yeni bir petrol sahası bulma ümidiyle açılan ilk kuyuya “arama kuyusu” denir. Bu kuyuda petrol veya gaz bulunursa, kuyu “keşif kuyusu” olarak adlandırılır. Kuyuda petrol ve gaz bulunmazsa “kuru kuyu”, yalnızca su alınırsa “sulu kuyu” diye isimlendirilir. Keşif kuyusundan sonra, aynı rezervuar üzerinde keşfi teyit etmek ve sahanın büyüklüğünü belirlemek amacıyla açılan kuyulara “tespit kuyusu” denir.
Bu haritadaki sentezin amacı, esas olarak, Doğu Akdeniz'i karakterize eden dört ana fizyolojik alan üzerinde çalışan çeşitli (sedimanter, tektonik, jeokimyasal, magmatik vb.) Aktif jeolojik süreçlerden kaynaklanan morfolojik özellikleri ayrıntılı olarak göstermektir: (İyon Denizi), Akdeniz Sırtı (merkez havzanın çoğu), Nil sedimanter konisi (Mısır'ın dışında) ve Eratosthenes denizatı (Kıbrıs'ın güneyi) bulunmaktadır.





Comments

Popular posts from this blog

"Altın Madeni’nde Siyanürle Altın Aranıyor" iddiası..

Akdeniz’in Hidrokarbon Potansiyeli

Karadeniz'de petrol ve gaz potansiyeli